İstanbul Ticaret Borsası

               

  • BAŞKAN'DAN
Başvuru Yapan: Gerçek Kişi

4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince istediğim bilgi veya belgeler aşağıda belirtilmiştir. Gereğini arz ederim.


T.C. Kimlik No (*)

:     


Ad Soyad (*)

:     


E-Posta (*)

:     


Telefon (*)

:     


Faks (*)

:     


Geri Dönüş Tercihiniz

:    


Adres (*)

:     



İstenilen Bilgi / Belge (*)

:     


(*) Zorunlu alanların doldurulması gerekmektedir.

Başvuru Yapan: Tüzel Kişi

4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince istediğim bilgi veya belgeler aşağıda belirtilmiştir. Gereğini arz ederim.


T.C. Kimlik No (*)

:     


Ad Soyad (*)

:     


E-Posta (*)

:     


Telefon (*)

:     


Faks (*)

:     


Geri Dönüş Tercihiniz

:    


Adres (*)

:     



İstenilen Bilgi / Belge (*)

:     


(*) Zorunlu alanların doldurulması gerekmektedir.

    Temmuz
    2015
    1436 yılının Ramazan ayı…

    Bir ramazan ayını daha geride bıraktık, 1436 yılının Ramazan ayını... Oysa Türkiye’nin çok büyük siyasi gelişmeler içinde kaldığı bir dönemde, ticaret ile siyaset arasında sıkışan ruhumuzun imdadına yetişerek gelmişti Ramazan ayı. Ülke olarak bir seçimden henüz çıkmış, koalisyon ihtimalleriyle gündemimiz işgal edilmişti...

     

    Bu karışık ve karmaşık süreçte, aklımıza yol gösterecek, gönlümüzü doyuracak mübarek Ramazan ayı tuttu elimizden. Öyle ki, oruç ile bütünleşen bedenler, önce kendinden başlayarak tüm yaşananları ve yapılanları muhasebe etme imkânına kavuştu. Ramazan, insana faniliğini ve aslında ne kadar güçsüz olduğunu bir kez daha fark ettiriyor. En masum olduğumuz çocukluğumuzu, geçmişimizi, daha bir hasretle anıyor ve yakalamaya çalışıyoruz bu ayda.

     

    Bunu sadece ben yapmıyorum, hepimiz yapıyoruz. Geçmiş çocukluk günlerinin özlemiyle yanıp tutuşanlardan biri de büyük şairimiz Yahya Kemal’dir. Yahya Kemal, unutulan değerleri ve çocukluğunu şöyle anlatıyor:

     

    “O yaşlarımda ben Üsküp minarelerinden yükselen ezan seslerini duyarak, içim bu seslerle dolarak yetişiyordum. Minarelerde ezan başladığı zaman, evimizde ruhanî bir sessizlik olurdu. Galiba Üsküp’ün sokaklarında da böyle bir rüzgâr dolaşır, bütün şehri bir mabet sükûnu kaplardı. Yalnız ezan sesleri duyulurdu. Annemin dudakları İsm-i Celâl’le kımıldardı. Bin üç yüz sene evvel, Hazreti Peygamberimizin Bilal-i Habeşi’den dinlediği ezan asırlar sonra, bizim semamızda hem dînî hem millî bir musikî olmuştu. O anda semamızın mağfiret âleminden gelen ledünnî bir sesle dolduğunu hissederdim. Bu sesler beni bütün ömrümce bırakmış değildir. Ben Paris’te iken bile, hiç münasebet olmadığı hâlde kulaklarıma Üsküp’teki ezan sesleri bir hatıra gibi aksediyordu.”

     

    Yahya Kemal, benim de çok sevdiğim Üsküdar’ın o maneviyat dolu sokaklarında yıllar sonra bir daha dolaşacak ve çocukluğunun Üsküp’ünde duyduğu o ilahî coşkuyu bir Ramazan günü burada bulacaktı. Üsküdar’ın hâlâ sakinliğini muhafaza eden Valide Atik semtinden bir iftar vakti geçer Yahya Kemal. Herkesin tatlı bir bekleyiş içinde iftarı gözlediğini anlatır. Sonrasında iftarı müjdeleyen top sesinin kerpiç evleri nasıl bir neşe ve heyecanla doldurduğunu döker mısralarına. Ama kendisi üzüntü içindedir. Çünkü bütün sokaklarıyla göğe yükselen Üsküdar’da oruçlu olmamanın ıstırabını yaşar.

     

    “Tenha sokakta kaldım oruçsuz ve neş’esiz” diye haykıran Yahya Kemal, tek şeye şükreder. O da hâlâ orucu, Ramazanı, Müslümanlığı hatırlayıp özlemle anması, o günleri yaşayamamanın derin üzüntüsünü duymasıdır.

     

    Çok şükür, Ramazan’da oruçsuz kalmadık, çok şükür iftarı müjdeleyen ezanlar kulaklarımıza küpe olmayı sürdürdü. Çok şükür, karmaşık binlerce mesele Ramazan’ın bereketiyle çözüldü. Çok şükür bir kez daha Ramazan bizim elimizi bırakmadı, oruç bizi tuttu, yüreğimizi ve gönlümüzü merhametle doldurdu. Çok şükür, faniliğin içinde orucun bâki ipine sarıldık. Çok şükür Allah’ım, Recep ve Şaban’ı bizim için mübarek kıldın, bizi Ramazan’a ulaştırdın, hayırlısıyla bitirmemizi sağladın. Çok şükür bu Ramazan da, yetimleri kimsesiz bırakmadın...

     

    Bu duygular içinde tüm İSTİB ailesinin Ramazan Bayramı’nı tebrik ediyorum. Cenab-ı Hakk’tan, aynı coşku ve heyecanla Kurban Bayramı’nı da hep birlikte idrak etmeyi bizlere nasip etmesini diliyorum.

     

İstek, öneri, memnuniyet ve şikayetlerinizi belirtiniz.
Sektörel Sorun ve Çözüm Önerileri



Dijital Tarım Pazarı'na (DİTAP) nasıl üye olunur?