İstanbul: “Zaman mekân aşıp gelen sevgili…
Anadolu’yu “Müslüman Türk” yurdu haline getiren harcı karan dört sütundan biri olan Hz. Mevlâna [diğerleri Hacı Bayram Veli, Şeyh Şaban-ı Veli, Hacı Bektaş Veli] şöyle diyor:
“Umut hiç bitmeyen bahar mevsimidir, içinde kar da yağar fırtınada kopar ama çiçekler açmaya hep devam eder.”
Bazen kar ve fırtınalara maruz kalsak da bizi diri tutan inancımızın umutla şevklenip kanatlandığını vurgulayan Mevlâna hazretleri, tabiatın yeniden dirilip coşkun bir verimliliğe kavuşmasının simgesi olan çiçeklerin yeniden gönlümüzü de, çevremizi de şenlendireceğini hatırlatıyor.
Tıpkı Ziraat Nezareti ya da Ziraat Meclisi adı altında faaliyette olduğumuz zamanlarında olduğu gibi İstanbul Ticaret Borsası kimliğinee kavuştuğumuz 1924’ten beri de aynı cümleyi kuruyoruz. Ekonomik krizlere, üretimi sekteye uğratan sorunlara, yaşadığımız sıkıntılara teslim olmuyoruz. Umutlarımıza bazen Karadeniz horonu, bazen Doğu Anadolu halayı, bazen Orta Anadolu bozlağı, bazen bir Ege zeybeği eşlik ediyor. Ama mutlaka bir Anadolu türküsü söylüyor, Anadolu insanı için çabalıyoruz. Köklerimiz, geleceğimizi aydınlatan müjdelerin teminatı oluyor. Umudumuzu hiç kaybetmiyoruz, hem de her alanda…
Doğu Türkistan için umudumuzu kaybetmiyoruz tıpkı dağlık Karabağ için olduğu gibi. Myanmar ya da Afrika için de umudumuzu yitirmiyoruz; Filistin’de 5 ayı geride bırakmakta olan Gazze soykırımının faili İsrail’in yok olacağına dair inancımız gibi. Çünkü biz Sezai Karakoç’un dediği gibi “kaderin üzerinde de bir kader olduğuna” inanıyor ve zalim İsrail için “Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır” diyoruz. Çünkü biz üzerimize düşeni yapıyor, mazlumlar için kalbimizle, sözümüzle ve eylemimizle hareket halinde bulunuyoruz. O yüzden doğru bildiğimiz hiçbir konuda inancımızı kaybetmiyoruz. Biz İstanbul iş dünyası ve İSTİB olarak, mazlumun,
yardıma muhtaç olanın yanında durmayı bir insanlık nöbeti kabul ediyoruz. 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri’nde gösterdiğimiz üstün çaba bunun yansımasıydı. 7 Ekim 2023’te başlayan Gazze mezalimine sessiz kalmayışımız bunun içindi. Üyelerimizin derdine, dünyanın çözülmesi gereken en önemli sorunu diye yaklaşmamız bu sebeptendi. İSTİB’in sektöre istikamet veren projelerine dört elle sarılışımız da bu yüzdendi. Bu toprakların her karışını savunurken şehit düşenlerle yüreğimizin sızlarken Pençe Kilit ile askerimizin demir yumruğuna güç dilememizin sebebi de buydu.
Her kalede, her cephede, her işte var olmayı bir mecburiyet kabul edip hakkıyla yerine getirmek için 100 yıldır görev bilinciyle çabalıyoruz. Biliyoruz ki, biz yetişemezsek her derde, yüreklerdeki umut, kalplerdeki merhamet çınarı kaybolacaktır. Onu yaşatmak; insanlık şuuruna müdrik, Türk medeniyetinin sembol şehri İstanbul’un tüccarları olarak bizim vazifemiz…
Ne heyecan verici ki, biz baharın ilk ayı kabul edilen mart ayını idrak ederken, İstanbul da baharla yeniden şenleniyor, sanki çiçeklerle bezenip bir gelin nazeninliğiyle nisanı bekliyor. İstanbul sevdalısı Cumhurbaşkanımız
Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde ve sonrasında da himayesinde küresel bir megapol haline gelen şehir, Türkiye Yüzyılı’na hazırlanıyor.
İstanbul için vuslat zamanı yaklaşıyor. İstanbul deyince yüreğimiz 155 mm’lik top gibi atıyor.
Çünkü Üstad Necip Fazıl’ın dediği gibi bizim için İstanbul “zaman, mekân aşıp gelen sevgili…”
Çünkü:
“Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.”