Kontrollü ve kademeli normalleşme süreci başladı
İnsanların hayatlarında zor günleri olur; metanetle, sabırla ve dostlarının dayanışmasıyla geride bırakır. Milletlerin hayatlarında zor günler vardır, onlar da eğer bu zorluklar karşısına sağlam durabilmişlerse, el ele verip bir olabilmişlerse, sıkıntıların üstesinden gelirler. İnsanlığın da zor vakitleri vardır. Bu zor vakitler özellikle kendilerini çaresiz hissettikleri olaylar karşısında yaşanır. Salgın hastalıklar gibi... Ortaya çıkış sebebi ne olursa olsun, tüm insanlık olarak, böylesi zor bir süreçten geçiyoruz. Çin’in varlığını resmen duyurduğu 31 Aralık 2019 tarihinden itibaren dalga dalga Koronavirüs salgını tüm ülkeleri, bütün insanlığı teslim aldı. Dün sadece bilim-kurgu filmlerinde izleyebileceğimizi düşündüğümüz sahneleri, şimdi günlük hayatımızda bizzat yaşıyoruz.
14. yüzyılı kasıp kavuran Kara Veba’dan da, 20. Yüzyılın ilk çeyreğinde yaşanan İspanyol Nezlesi’nden de daha büyük bir salgınla karşı karşıyayız. Bu mukayese, ölümcüllükleri açısından değil. An itibariyle Kovid- 19’a yakalanan sayısı 4 milyona, hayatını kaybedenler ise 270 binlere dayandı. Bu rakamlar diğerlerinin on milyonlarla ifade edilen kayıplarıyla karşılaştırılamayabilir. Ancak Kovid-19 diğer salgınlardan daha fazla tüm insanlığın hayat tarzını, tüketim tarzını, hepsinden önemlisi üretim tarzını değiştirmekte. Deyim yerindeyse, Kovid-19 tarihin akışını, tüm insanların itiraz edemeyecekleri biçimde hızlandırıyor. Dijital çağa uygun bir hayat tarzı ortaya koyuyor.
Bu süreçte Türkiye, çok hızlı ve örnek bir mücadele gerçekleştirdi. İtalya, Fransa, İngiltere, İspanya ve ABD gibi gelişmiş ülkeler, halkının sağlığını korumakta acemi ve çaresiz kalırken, Türkiye bu alanda örnek uygulamalarıyla göz doldurdu. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı tutumuyla, sağlık sektöründe gerçekleştirilen reformların ve yatırımların karşılığını, salgın günlerinde aldık. Devletimiz ve özel sektörümüz ihtiyaç duyulan tıbbi malzemelerin üretiminde kısa sürede büyük başarı gösterdi. Ülkemizin ihtiyacını karşılamakla kalmayıp aralarında ABD, İngiltere, İspanya ve İtalya’nın da bulunduğu 50’ye yakın ülkeye yardımda bulunduk. Bu, Türk milletinin zorluklar karşısında hemen vaziyet alabilme, bir ve beraber olma gücünün sonucudur. Biz bu başarıya, hükümete muhalefet etmekle, millete muhalefet etmeyi karıştıran odaklara rağmen ulaştık. Milletçe ölüm-kalım mücadelesi verdiğimiz süreci bile oy rantına, hükümete çamur atma yarışana çeviren küçük siyasetçilere rağmen elde ettik. Bu cüce siyasetçileri milletimiz hiç unutmayacak.
Bu arada Hükümetimiz, “iş dünyamızın sağlığını korumak” için de gerekli tedbirleri anında aldı. İstihdamın zarar görmemesi, işletmelerin ve üretim hatlarının çökmemesi için birbiri ardı sıra önlem paketleri açıkladı. Üreticinin ve emekçinin yanında yer aldı. Dergimizin sayfalarında ayrıntıları anlatılan ve kısa çalışma ödeneğinden finansman kredilerine kadar birçok önlem açıklanmakla kalmadı, anında uygulamaya sokuldu.
Son olarak da Cumhurbaşkanımız Erdoğan kontrollü ve kademeli olarak normalleşme süreç ini başlattı. İş dünyası olarak üretimin durmamasını, hayatın kontrollü bir şekilde devam etmesini önemsiyoruz. Ancak bu süreçte tekrar başa dönmemek için hepimizin dikkatli olması gerekiyor. Eğer Ramazan ayının getirdiği dayanışma ruhuyla hareket edersek, eğer Devletimizin ve Sağlık otoritelerimizin açıklamalarına eksiksiz uyarsak, bu sınavı da geride bırakıp “birlikte başarmanın” sevincini yaşayacağız.
Bu düşüncelerle Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, sağlık v