İstanbul Ticaret Borsası

               

  • BAŞKAN'DAN
Başvuru Yapan: Gerçek Kişi

4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince istediğim bilgi veya belgeler aşağıda belirtilmiştir. Gereğini arz ederim.


T.C. Kimlik No (*)

:     


Ad Soyad (*)

:     


E-Posta (*)

:     


Telefon (*)

:     


Faks (*)

:     


Geri Dönüş Tercihiniz

:    


Adres (*)

:     



İstenilen Bilgi / Belge (*)

:     


(*) Zorunlu alanların doldurulması gerekmektedir.

Başvuru Yapan: Tüzel Kişi

4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince istediğim bilgi veya belgeler aşağıda belirtilmiştir. Gereğini arz ederim.


T.C. Kimlik No (*)

:     


Ad Soyad (*)

:     


E-Posta (*)

:     


Telefon (*)

:     


Faks (*)

:     


Geri Dönüş Tercihiniz

:    


Adres (*)

:     



İstenilen Bilgi / Belge (*)

:     


(*) Zorunlu alanların doldurulması gerekmektedir.

    Eylül
    2019
    Küresel sermayenin parçası ve esiri değil, Türk milletinin istiklalinin neferi olacağız

    Türkiye, bölgesel hatta küresel çapta bir ülke olma yolunda ilerlerken, büyük çelmelerle durdurulmaya çalışılıyor. Türkiye’nin iç olaylarla meşgul edilmeye çalışıldığını fark edip hem onları bertaraf etmek,  hem de bu olaylarla perdelenmeye çalışılan konularda rakiplerimizi köşeye sıkıştırmak kolay iş değil… Neredeyse imkânsız… Bunu ancak dünya çapında liderler yaparlar.

     

    Ülkemiz son yıllarda böylesi olaylarla karşı karşıya… Türkiye, Suriye iç savaşının oluşturduğu güvenlik tehdidini ve eş zamanlı yaşanan büyük mülteci akımını çok ustaca kendi lehine çevirmeye gayret ediyor. Bunu yaparken de ülkemizi yok sayarak, Doğu Akdeniz’de yapılan sondaj çalışmalarına meydan okuyor, kendi haklarını savunuyor. Tam da Doğu Akdeniz’deki doğal gaz rezervlerine sahip olma gayreti hayata geçerken, sınırımızda ve ülkemizde gerçekleşen olaylar bize, “yangından mal kaçırma” tezgâhını tüm çıplağıyla gösteriyor.

     

    Ancak bu emperyalist küreselcilerin, Türkiye’yi hazırlıksız yakalayıp büyük ekonomik rant elde etme girişimleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uzak görüşlülüğü sayesinde adım adım bertaraf ediliyor. Doğu Akdeniz’in aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik menfaat bölgesi olduğu tüm dünyaya başarıyla gösteriliyor. Bu da krizin çıkmasından çok önce böyle bir durumla karşılaşılacağı hesap edilip satın alınan ve derin denizlerde sondaj yapma kabiliyetine sahip gemilerle yapılıyor. Hâlbuki satın almayıp daha önce olduğu gibi kiralama yoluna gidebilirdik. Acaba Doğu Akdeniz krizinin patlak vermesinden sonra gemi kiralamaya kalkışsaydık ya da satın almak isteseydik, zaten orada rakibimiz olan ülkeler, bize bu gemileri kiralar ya da satar mıydı? Elbette hayır. İşte bunu öngörmek, buna göre hazırlık yapmak ve böylece rakibin elini boşa çıkartarak Türkiye’nin çıkarlarını savunmak; gerçek bir liderliktir.

     

    Çok iyi hatırlıyorum, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra Ege’de sismik araştırmalar yapmak için Hora adlı bir gemiyi kullanmıştık. Aynı gemiyi, 1987’de de kullandık; daha sonra da. Hora, 1942 yapımı, Almanların hibe ettiği bir gemiydi. Biz her iki olayda da 30-40 yıllık, artık miadını doldurmuş, mürettebatın denize açıldığında ‘Acaba batacak mıyız?’ endişesi içinde olduğu bir gemiyi kullanmıştık. Şimdi ise en son teknolojiye sahip gemilerimiz var ve ekonomik gücümüzle dünyaya meydan okuyup çıkarlarımızdan taviz vermiyoruz.

     

    Şimdi savunma sanayiinde güçlü bir Türkiye var, savaş gemilerimiz araştırma gemilerimize eşlik ediyor. Milli ve yerli savunma sanayimiz, sadece denizde değil Suriye ve Irak’ta da gururumuz oluyor. Ülkemizin bütünlüğüne kastedenlere, sözde devletler kurmak isteyenlere güçlü savunma sanayimizle hadlerini bildiriyoruz. Kendi topraklarımız dışında büyük mücadele veriyoruz. Elbette giderlerimiz büyük. Türkiye’nin sınırından kuş uçurtmamak için füze atmak, top atmak, silah atmak, askerî harekâtta bulunmak, savaş uçağı uçurmak zorundayız. Düşmanca niyet besleyenlerin sınırımızdan içeri girmesini önlemek için füze savunma kalkanı oluşturmaya, sınırlarımızı sürekli gözetlemeye, etkin müdahale gücünü sahip olmaya mecburuz. Bu da para harcamakla oluyor… Tüm bu alanlarda elde edilen başarı ise, olabilecekleri önceden kestirip yatırım yapmak, ihtiyaç duyabileceğin askerî malzemeleri önceden satın almakla oluyor. İşte tüm bunlar da vizyon sahibi liderle oluyor.

     

    Türkiye bugün, terörle mücadelede, ülkesinin menfaatlerini savunmak için askerî tedbirlere müracaat edebilme kabiliyetine sahip olmada hiç olmadığı kadar güçlü ve hazırlıklıdır. Bunun bir bedeli olacaktır. Ekonomik sıkıntılar da yaşayacağız. Biz Paris’te, New York’ta, Londra’da kahvelerini yudumlayan konformistler gibi olamayız. Biz gelecek nesillerimizi, orada oturanların sömürüsünden kurtarmak için sıkıntılara da göğüs germesini bileceğiz. Küresel sermayenin parçası ve esiri değil, Türk milletinin istiklalinin neferi olacağız.

İstek, öneri, memnuniyet ve şikayetlerinizi belirtiniz.
Sektörel Sorun ve Çözüm Önerileri



Dijital Tarım Pazarı'na (DİTAP) nasıl üye olunur?