Şimdi saatleri Kudüs’e ayarlama vakti…
Büyük kahırlar yaşadığımız günlerden, bir alın yazı gibi elemi taşıdığımız zamanlardan, üzüntüyle hemhal olup ıstırapla dolduğumuz vakitlerden geçiriyoruz. Osmanlı İmparatorluğu’nu I. Dünya Savaşı ile birlikte medeniyetin inşa edildiği Ortadoğu’dan tard eden emperyalist ve zalim dünya sistemi, şimdi oyunun son perdesini oynuyor. Bize hayat veren, inancımıza kuvvet aşılayan, Nuri Pakdil’in “Kalbimin yarısı Mekke’dir, yarısı Medine. Üzerinde bir tül gibi Kudüs vardır” diye haykırdığı şehri İsrail’in başkenti olarak tanıma sürecini başlattılar. Müslümanların ilk kıblesine, İslam dünyasının kalbine bir hançer sapladılar. Önce kalplerimizde işgal edilen Kudüs, şimdi Siyonist hâkimiyetin simgesi haline getiriliyor. Tüm bu olup bitenler karşısında İslam dünyası lâl kesilmiş vaziyette. Müslümanların cesur ve kahraman komutanı Selahaddin Eyyübi’nin yüzlerce yıl önce, “Allah’ın evi esaret altındayken, Selahaddin nasıl kendi evinde yatar?” sorusunu kimse duymak istemiyor.
Bir insan çırpınıyor sadece… İktidarlarının devamından başka kaygısı olmayan, amaçları konforlu yaşamlarının sarsılmaması olan insanlara, bizi bağımsız ve özgür kılacak olan bir sembolü kaybetmek üzere olduğumuzu anlatmaya çalışıyor. Onları, ABD Başkanı Trump’ın Kudüs’ü İsrail başkenti olarak tanımasına karşı eyleme ve tavır almaya çağırıyor.
Bu kişi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan… Malezya’dan İran’a, Katar’dan Endonezya’ya onlarca devlet başkanıyla görüşüyor. ABD’nin bu vahim hatadan dönmesi gerektiğini, Kudüs’ün İsrail’in başkenti olamayacağını, bunun BM kararlarına aykırı olduğunu anlatıyor.
Bununla yetinmiyor, daha da cesur adımlar atıyor. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 478 sayılı kararına göre İsrail’in Kudüs’te işgalci güç olduğunu, yine bu karara göre İsrail nezdindeki diplomatik misyonların Kudüs’te bulunamayacağını güçlü bir şekilde ihtar ediyor. Ve diyor ki, “Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir.” Kudüs’ü yönettiği 400 yıl boyunca bir barış diyarı haline getiren ecdadın torunu olarak Recep Tayyip Erdoğan, Resülullah’ın arşa yükseldiği yerin, toprağın dibine geçtiğimiz yer olmaması için gayret gösteriyor. Biz de İstanbul iş dünyası olarak Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı yürekten destekliyoruz.
Ve diyoruz ki, Kudüs bizim de kırmızı çizgimizdir. Bu çizgiyi aşanların; Ortadoğu’yu kültüründen, tarihinden, inancından, Müslümanlardan soyutlayarak kendi fütursuz istekleri doğrultusunda, ‘oldu-bitti’lerle yöneteceklerini zannedenler, unutmasınlar ki, Kudüs bizim için bir umuttur. Ve bu umudu hiç kimse, hiçbir otorite, hiçbir dünyevî güç söndüremeyecektir. Çünkü biz Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dediğine inanıyor ve tekrarlıyoruz ki, “Biz Müslümanlar için, mübarek beldelerimizi korumak imkân değil, iman meselesidir.” Allah’a hamdolsun, bu iman bu kalpten çıkmadıkça, Kudüs’ün İsrail’in bir parçası olması da mümkün olmayacaktır. Çünkü “Biz Kudüs’ü kol saati gibi taşıyoruz” ve Pakdil Usta gibi diyoruz ki tüm dünyaya:
“Ayarlanmadan Kudüs’e / Boşuna vakit geçirirsin / Buz tutar / Gözün görmez olur”
Şimdi saatleri Kudüs’e ayarlama vakti…