Yarın elbet bizim, elbet bizimdir. Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir
Çok zorlu bir yılı geride bırakıyoruz. Aynı zamanda umut dolu yeni bir yıla girmek üzereyiz. 2019’un umut dolu günlerinin, 2018’in zorluk ve sıkıntı dolu günlerini, bir sisi yok eden rüzgâr gibi alıp götürmesini bekliyoruz. Beklemiyor, böyle olacağına yürekten inanıyoruz.
Peki, 2018 yılını zorlu kılan neydi? Kuşkusuz bunun en önemli sebebi, uzun yıllar sonra ilk defa Türkiye ekonomisine karşı doğrudan bir saldırı girişiminin gerçekleştirilmesiydi. Dünyanın jandarmalığını yapan bir ülke, Türkiye’ye de talimatlar verip emirlerinin yerine getirilmesini istiyordu. Ülkemizi siyasî arenada arzuları doğrultusunda hareket ettiremeyen bu güçler, ekonomik enstrümanları bir koz olarak kullanıp manipülatif girişimlerine başladılar. Döviz üzerinden başlayan atak, Türk ürünlerine karşı tarifelerin artırılmasıyla devam etti. Türkiye’de dolar bir anda fırlarken, birçok fırsatçılar da zamlarla piyasayı oynak hale getirdiler. Maalesef Türk halkı tedirginleştirilerek, kaotik bir atmosfere hapsedilmeye çalışıldı.
Ama Türk Milleti 2018 yılında, 1071 Malazgirt ruhunu, 1915 Çanakkale ruhunu, 1919 Milli Mücadele ruhunu yeniden kazandı. İyi günde, kötü günde birlik olabilme, tek yürek, tek yumruk gibi hareket edebilme kabiliyetini bir kez daha gösterdi. Sadece siyasi özgürlüğümüze değil, ekonomik özgürlüğümüze de uzanan elleri kıracağını gösterdi. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi “Ezanımıza ve bayrağımıza yönelik her saldırıya aynı azim, kararlılık ve dirayetle karşılık verdik.” Bir anlamda ağır ekonomik saldırıları, geldikleri yere geri gönderdik.
Yine Cumhurbaşkanımızın dediği gibi “Ülkemizi raydan çıkarmak, içeride ve dışarıda başarısızlığa uğratmak isteyenlere fırsat vermedik. Türkiye’nin tökezlemesine neden olan tuzaklar işe yaramadı. Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak için yapılan her hamle daha büyük atılımlarla karşılık buldu. Fitneye fırsat vermedik. Terör örgütlerini kullanarak diz çöktürmeye çalıştılar, eyvallah etmedik. Darbeye teşebbüs ettiler, istiklalimize ve istikbalime sahip çıktık. Terör koridoru oluşturmaya çalıştılar, bu planı da paramparça ettik. Ekonomimizi çökertmeye çalıştılar, bu saldırıyı da atlatma yolunda ilerliyoruz.”
Hamdolsun ki, 2018 yılında bu saldırıyı da püskürttük. Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki ekonomi yönetimimiz başta Yeni Ekonomi Programı ve Enflasyonla Topyekûn Mücadele Programı olmak üzere aldıkları tedbirlerle, Türk müteşebbisine güven verdiler.
Türk iş dünyası olarak biz de sağlam bir duruş sergiledik. Hükümetimizin, devletimizin yanında yer aldık. Tehditlere pabuç bırakmadık. Türkiye’yi dövizle terbiye etmek isteyenlere, “Paran kadar konuş” dedik ve dövizlerini yüzlerine fırlattık.
2018’i bir savunma hattı yılına benzetirsek, bana göre 2019 da bir karşı saldırı yılı olacak. Ekonomik bir toparlanma ve dengelemenin ardından atağa başlayacağımıza inandığımız 2018’de yepyeni başlangıçlara ve rekorlara da imza atacağımızdan eminim. Çünkü rahmetli üstad Necip Fazıl Kısakürek’in hiç aklımızdan çıkarmadığımız şu dizeleri, bize daima umut verdi, dik durup eğilmememizi sağladı:
“Yarın elbet bizim, elbet bizimdir
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir.”