
2025 YILININ İLK MECLİSİ YAPILDI
(16.01.2025 . 16:50:17) (Okuma: 412)
İSTİB Ocak ayı Meclis Toplantısı Eminönü Merkez binasında, İSTİB Meclis Başkanı Ahmet Bülent Kasap yönetiminde yapıldı.
Gündem maddelerinin görüşülmesinin ardından İSTİB Başkanı Ali Kopuz olağan meclis konuşmasında güncel ve ekonomik gelişmeleri değerlendirdi. Toplantı sonrasında meclis üyeleri sektör sorunları ve çözüm önerilerini dile getirdiler.
Meclis Üyeleri Kürsüde
Işılay Reis Yorgun: “Tarımda Sürdürülebilirlik Gelecek Nesillere Bırakılabilecek En Büyük Mirastır”
Mecliste söz alan İSTİB Meclis Üyesi Işılay Reis Yorgun, tarımsal üretimde karşılaştığımız zorlukların ancak, “Sorunu getiren, çözümü de beraberinde getirmeli” anlayışıyla hareket ederek çözülebileceğini ifade ederken, “Özellikle girdi maliyetleri, tarımın sürdürülebilirliği açısından öncelikli olarak ele alınması gereken konular arasında yer alıyor” şeklinde konuştu. Meclis Üyesi Yorgun, konuşmasına şöyle devam etti:
“Eylül ayında başlatılan Planlı Tarımsal Üretim modeli, gıda arz güvenliğini sağlamak için önemli bir adım olmuştur. Ancak bu modelin etkili bir şekilde uygulanabilmesi ve sürdürülebilir sonuçlar elde edilebilmesi için çiftçilerin en çok üzerinde durduğu konu olan girdi maliyetlerine de odaklanılması gerekmektedir. TÜİK’in açıkladığı son verilere göre, Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi verilerinde yıllık bazda artış oranı %32,59 olarak gerçekleşmiştir. Aynı şekilde, Aralık ayında açıklanan Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi yıllık artış oranı %37,01 olarak kaydedilmiştir. Bu rakamlar, üretimden tüketime kadar olan zincirin her aşamasını etkileyeceği için tarımsal sürdürülebilirlik açısından dikkatle değerlendirilmelidir.
Türkiye, tarımsal üretimde kullanılan enerji, akaryakıt, kimyasal gübre ve ilaç gibi girdilerin büyük bir kısmını ithalat yoluyla karşılamaktadır. Bu nedenle, dövize endeksli girdilerin yerli üretimle ikame edilmesi, üretim maliyetlerini kontrol altına almak için önemli bir adım olacaktır. Gıda fiyatlarının kontrol altına alınması için yalnızca maliyetlerin düşürülmesi değil, aynı zamanda verimliliğin artırılması da büyük bir öneme sahiptir.
Kayıp ve İsrafın Önlenmesi
Gıda arz güvenliği için sadece üretim artışı yeterli değildir. Kayıp ve israfın azaltılması, tarımın sürdürülebilirliği açısından bir o kadar önemlidir. Özellikle yaş sebze ve meyve sektöründe fire oranları oldukça yüksektir. Pazara ulaşmadan ürünlerin %20-25’i kaybolmaktadır. Bu durum, tasarruf kültürünün tarımsal üretime entegre edilmesi gerektiğini gösteriyor.
Yerli ve Yenilenebilir Çözümler
Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının tarımda kullanımının teşvik edilmesi, hem enerji maliyetlerini düşürmek hem de çevre dostu bir üretim modeli oluşturmak adına kritik bir adımdır. Türkiye’nin sahip olduğu biyoçeşitlilik, organik ve biyolojik gübre üretimi gibi alternatif yöntemlerle desteklenebilir. Akaryakıtta yerli biyoyakıt çözümleri gibi yenilikçi alternatiflere yönelmek ise hem çevresel hem de ekonomik faydalar sağlayacaktır.
Akıllı Tarım Teknolojileri
Akıllı tarım teknolojilerine geçiş, artık bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bu teknolojiler, daha az girdi kullanarak daha yüksek üretim yapmayı mümkün hale getirirken, aynı zamanda verimliliği artırmakta ve maliyetleri düşürmektedir. Tarımsal üretimde sürdürülebilir bir yapıya kavuşmak, gelecek nesillere bırakabileceğimiz en büyük miras olacaktır. Bunu sağlamak için kırsaldan kente göç durdurulmalı, gençleri teşvik etmek için kırsalda eğitim, sağlık ve sosyal imkanlar sunularak köy yaşamı cazip hale getirilmeli, tarım-gıda okulları ve araştırma merkezlerinin sayısı artırılmalıdır”
Konuşmasının sonunda “Sanayide Kadın Eli Projesine” de değinen Meclis Üyesi Yorgun, “2021 yılında pilot il olarak Kütahya’da başlatılan bu proje, bugün 16 ilde aktif olarak uygulanmaktadır. Proje kapsamında, bugüne kadar 6.522 kadının sanayi sektöründe istihdamı sağlanmıştır. İstanbul’da da bu projeyi başlatmış bulunuyoruz ve İstanbul Kadın Girişimciler Kurulu Başkan Yardımcısı olarak bu anlamlı projede aktif bir şekilde yer alıyorum. Kadınların sanayi sektörüne entegrasyonu, hem toplumsal hem de ekonomik kalkınma açısından stratejik bir öneme sahiptir. Bu projenin İstanbul’daki başarısını hep birlikte güçlendirebiliriz” dedi.
Emin Demirci: “2025 Yılını da Kaybetmeyelim”
Pestisit sorununun etkin bir denetim mekanizmasıyla çözülebileceğini aktaran İSTİB Meclis Üyesi Emin Demirci, “Önümüzdeki dönemde ekimler başlayacak ve ilaçlamalar yapılacak. 2024 yılını pestisit nedeniyle kaybettik, 2025 yılını kurtaralım. Pestisit konusu etkin denetim mekanizmasıyla çözülebilecek bir meseledir. Ancak ne tarlada ne de zirai ilaç satılan yerlerde böyle bir denetime rastlayamıyoruz. Çiftçi zirai ilaç kullanmak zorunda ama bunu kulaktan duyma bilgilerle yapıyor. Birçok üretici yasaklı zirai ilaçları kullanıyor. Buna şiddetle tedbir alınması gerekiyor. Özellikle bu işe sorumlu olanların ülkemize ne derecede zarar verdiği eğitimlerle bizzat anlatılmalı. Eğitim almış olan çiftçilerimiz de sertifikalandırılmalı” dedi.
Şerafettin Taştan: “İsrafın Boyutu Korkunç Seviyede”
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre birçok ürün ve ürün grubunda önde gelen ülkelerden biri olmamıza rağmen gıda israfının korkunç seviyede olduğunu belirten İSTİB Meclis Üyesi Şerafettin Taştan, “Dünyada üretilen gıda 4 milyar ton. Bunun 2 milyar 750 bin tonu tüketilirken, 1 milyar 250 bin tonu çöpe gidiyor. Ülkemizde ise 18 milyon ton israf söz konusu. İsrafın ekonomik değeri tarımsal hasılamıza yakın. İsrafın diğer etkilerini de hesapladığımızda 50-60 milyon dolarlık bir rakam çıkar. Bu inanılmaz bir büyüklük. Bu konuda hep beraber çalışarak sonuç alabiliriz” dedi.
Süleyman Tarakçı: “Yöresel Mutfak Kültürünü Yaygınlaştıralım”
İSTİB Meclis Üyesi Süleyman Tarakçı, yöresel mutfak kültürünün yaygınlaştırmak için hazırlanan proje hakkında Meclis üyelerine bilgi verdi. Tarakçı, “Yiyecek ve içecek alışkanlıkları hızla değişiyor. Bu dönemde gençler üzerinde pozitif algı oluşturmamız lazım. Her gencin kendi mutfak kültürünü deneyimleyip sahiplenmesi gerekiyor. Bu nedenle her ay 70-80 öğrencimizi belli konuşmacıların önünde misafir ederek hem onlara yemek ikram edip, hem de bölge mutfak kültürlerine yönelik tüketim alışkanlıklarıyla alakalı farkındalık oluşturmak istiyoruz. Böylece yöresel mutfakların markalaşması ve sürdürülebilirliğini sağlayabiliriz” şeklinde konuştu.
Celal Çevik: “Yeterli Patates ve Soğanımız Var”
İSTİB Meclis Üyesi Celal Çevik ise Ocak ayı Meclisinde yaptığı konuşmada, patates ve soğandaki ürün fazlasına dikkat çekerek, “Bu yılki patates rekoltesi 10 milyon ton. Türkiye’de 5 milyon ton patates tüketiliyor. Yani patateste üretim fazlamız mevcut. Soğanda da durum aynı... Ancak geçtiğimiz günlerde 1,5 milyon ton soğan ithal edildi, 5 milyon ton soğanın da gümrüklemesi yapıldı. Gümrük vergisi yüzde 50’ye çıkarılmışken ve ihtiyacımız olmamasına rağmen yapılan soğan ithalatına anlam veremiyorum. Soğanı yazlık ve kışlık diye ikiye ayırıyoruz. Nisan ayının başında yeni mahsulümüz çıkacak. Depolarda kalan patates ve soğan bozulmaya başladı. Bizim elimizde kalan patates ve soğanı ihraç etmemiz lazım. Bu konuda teşvik bekliyoruz” dedi.
Celal Çevik, geçtiğimiz günlerde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından imha edilen 2 bin 500 tonluk patates konusuna da değinerek, “Patates ve soğanı zirai ilaç kullanmadan yetiştirme sansımız yok. Tohumları önce ilaçlarız sonra ekeriz. Ektikten sonra da hastalıklara karşı yine ilaçlama yaparız. Bir de üstüne gübre atarız. Tüm bu süreç de ziraat mühendisinin kontrolü dışında gerçekleşiyor. Bu nedenle ihracatta sorunlar yaşanıyor diye düşünüyorum. Eğer il ve ilçe tarım müdürlükleri daha aktif çalışır ve hem eğitim hem de denetim faaliyetlerini artırırlarsa bu sorunları daha az yaşarız” şeklinde konuştu.
Soner Topal: “Numune Farklı, İhraç Edilen Farklı”
Tunus’tan geri dönen ve imha edilen 2 bin 500 tonluk patates konusunda bilgi paylaşan İSTİB Meclis Üyesi Soner Topal, “Maalesef ihracat yapan kişiler Sivas patatesinden numune veriyor, ancak numune verdikleri ürünü değil, ilaç kalıntısı olan stoklarındaki patatesleri ihraç etmeye çalışıyor” dedi.
Abdullah Çerman: “Fırıncılıkta Kâr Marjları Düştü”
Toplantıda söz alan İSTİB Meclis Üyesi Abdullah Çerman, fırıncılar olarak kâr marjlarının düştüğünü belirtirken, temsil ettiği komiteye ait üyelerin aidat ücretleri ve resen kayıtlarıyla ilgili yaşadığı bazı sorunları aktardı.