İstanbul Ticaret Borsası

               

  • HABERLER
  • BAŞKAN KOPUZ “İŞ DÜNYASI TEMSİLCİLERİ SORUMLU DAVRANMALI”
Başvuru Yapan: Gerçek Kişi

4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince istediğim bilgi veya belgeler aşağıda belirtilmiştir. Gereğini arz ederim.


T.C. Kimlik No (*)

:     


Ad Soyad (*)

:     


E-Posta (*)

:     


Telefon (*)

:     


Faks (*)

:     


Geri Dönüş Tercihiniz

:    


Adres (*)

:     



İstenilen Bilgi / Belge (*)

:     


(*) Zorunlu alanların doldurulması gerekmektedir.

Başvuru Yapan: Tüzel Kişi

4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince istediğim bilgi veya belgeler aşağıda belirtilmiştir. Gereğini arz ederim.


T.C. Kimlik No (*)

:     


Ad Soyad (*)

:     


E-Posta (*)

:     


Telefon (*)

:     


Faks (*)

:     


Geri Dönüş Tercihiniz

:    


Adres (*)

:     



İstenilen Bilgi / Belge (*)

:     


(*) Zorunlu alanların doldurulması gerekmektedir.



    BAŞKAN KOPUZ “İŞ DÜNYASI TEMSİLCİLERİ SORUMLU DAVRANMALI”
    (10.03.2022 . 16:59:08) (Okuma: 299)

    İstanbul Ticaret Borsasının Mart ayı meclis toplantısı Meclis Başkanı Ahmet Bülent Kasap Başkanlığında video konferans yöntemiyle gerçekleştirildi.

    Meclisin açılışında bir konuşma yapan İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz, özellikle gıda konusunda küresel sorunların yaşandığı günümüzde, iş dünyası temsilcilerinin açıklamalarında sorumlu davranmaları gerektiğini belirtti. Geçen hafta yaşanan ayçiçek yağı sıkıntısının bu konuya örnek olarak gösterilebileceğini ifade eden Başkan Ali Kopuz, “İş dünyasının temsilcileri, sorumsuzca açıklamalarla, temsil ettikleri iş dünyasına ve mensubu bulundukları milletlerine zarar verebileceklerini akıllarından çıkarmamalı” dedi.

    Olmayan kıtlığın doğurduğu sorunlar…

    Ali Kopuz, küresel gıda üretimi ve arzına yönelik tehditlerin her geçen gün arttığını belirttiği konuşmasında, salgın ve kuraklık gibi bir süredir devam eden sıkıntılara, Ukrayna Rusya savaşının da eklendiğini söyleyerek şöyle konuştu:

    “Yaşanan çatışmalar hem büyük bir insani bir drama neden oluyor, hem de küresel boyutta gıda ve enerji sorununu artırıyor. Küresel gıda fiyatları yıllık yüzde 24,1 artarak rekor seviyeye ulaştı. Türkiye’nin tarım ürünleri ticaretindeki en önemli partnerlerinden olan Rusya ve Ukrayna’daki gelişmeler, tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de etkiliyor.

    Geçen hafta sonu gıda ile ilgili sorunlarımıza bir yenisi eklendi: Panik… Maalesef bu sorunun temelinde bazı iş dünyası temsilcilerinin yaptıkları sorumsuzca açıklamalar var. TMO Genel Müdürünün yaptığı “Yeterli ayçiçeğimiz var” açıklamasına rağmen, bir sektör temsilcisinin “Ayçiçek yağında stoklar nisana kadar biter” açıklaması, büyük bir paniğe yol açtı ve fiyatlar hızla yükseldi.  

    Bizler iş dünyasını temsile, iş dünyasının oylarıyla seçilmiş kişileriz. Bir derneği de temsil etsek, oda veya borsa başkanı da olsak, bulunduğumuz makamların yüklediği sorumluluğa uygun davranmalıyız. Özellikle gıda sektörünün temsilcileri, daha da yüksek bir sorumluluk bilincine sahip olmalı. Çünkü bu konudaki yanlış bir sözün, hatalı bir söylemin doğrudan vatandaşın kesesine, ülkemizin çıkarlarına olumsuz etkisi olabiliyor.

    Nitekim, gıda stoklarında bir sorun olmadığına dair Devletin açıklamalarının aksine sarf edilmiş birkaç cümle ciddi sorunlara yol açmıştır.

    Öncelikle, kıtlık algısı paniğe ve stok eğilimine yol açar. Üstelik bu stok eğilimi akıl dışı bir boyuta da ulaşabilir. İnsanlar ihtiyaçlarının çok üzerinde stok yapmaya başlarlar. Nitekim geçen hafta sonu yaşanan bu oldu…

    İkinci olarak, bu sorumsuz açıklamalar talebi patlatacağı için fiyatlar da hızla yükselir. Fiyatlar yükseldikçe, stok nedenlerine kıtlık algısının yanında fiyat kaygısı da eklenir. Yani insanlar hem fiyatların daha da yükselebileceği endişesiyle, hem de arz yetersizliği zannı ile stoklamaya yönelir. Tedbir alınmazsa bu bir kısır döngü de oluşturur.

    Üçüncü olarak, bir sorumsuz açıklamayla başlayan sorunun çözümü aşamasında yeni sorunlar da doğar. Panik başladıktan sonra, Devletimizin en yetkili mercileri gerekli açıklamaları yaptı ve hiçbir kıtlık sorununun olmadığını belirtti. Ancak böyle bir açıklama sorunu hızla çözmedi, çözmesi de beklenemezdi. Çünkü art niyetli bazı grup ve kişilerin teşvikiyle, bazı basın yayın organları ve sosyal medyanın etkisiyle güven zedelenmesi oluşmuştu.

    Ayrıca, sadece vatandaşlar değil, bazı tüccarlar da panikle stok eğilimine girmişti. İşte bu aşamada Devletimizin alacağı tedbirler, iş dünyasının da zarar göreceği bir süreci başlatıyor. Çeşitli bakanlıklar, hem ürün stoklarında sorun olmadığına dair açıklamalar yaptılar, hem de zincir marketlerden yağ üreticilerine kadar iş dünyasının tüm aktörlerini uyardılar. Ardından da stok ve fiyat denetimleri başladı.

    Bedelini herkes ödüyor…

    Sonuçta olmayan bir kıtlık algısının doğurduğu sorun herkesi olumsuz olarak etkiliyor. Vatandaş Ayçiçek yağını yüksek fiyattan alıyor, sorumlu ve sorumluların kim olduğuna bakılmadan da iş dünyasının tamamı fırsatçılıkla, stokçulukla yaftalanıyor.

    Sözlerimin başında söylediğim gibi, iş dünyasının temsilcileri, sorumsuzca açıklamalarla, temsil ettikleri iş dünyasına ve mensubu bulundukları milletlerine zarar verebileceklerini akıllarından çıkarmamalı…

    İyi niyetle yapılan açıklamalarda dahi, kırk düşünmeli, bir konuşmalıyız. Çünkü biz, küresel birçok sorunun kırılgan hale getirdiği gıda sektörünün temsilcileriyiz. Sadece milletimizin değil, ihraç ettiğimiz ülkelerdeki milyonlarca insanın da en temel ihtiyacı olan gıdayı tedarik ediyoruz.”

    Doğru adımlar atılıyor…

    Türkiye’de bir gıda krizi yaşanmaması için Hükümetin uyarı ve önerileri dikkate aldığını ve gerekli adımları attığını belirten İSTİB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kopuz, “Son zamanlarda yaptığımız açıklamalarda gıdada piyasanın dengelenmesi için bazı tedbirlerin alınması gerektiğini vurgulamıştık. Bununla birlikte, tarımsal desteklerin artırılması, hububatta gümrük vergisi sıfırlanması ve dökme tarımsal ürünler ile canlı hayvan ihracatının bir süre için izne tabi olarak yapılmasının gerekli olduğunu dile getirmiştik.

    Bu süreçte gıdada arz problemi yaşanmaması için, karar alıcılar tarafından bu doğrultuda adımlar atılıyor. Bildiğiniz gibi, ayçiçek tohumu, mısır, soya gibi yağların ithalatında uygulanan gümrük vergileri sıfırlandı. Diğer taraftan geçtiğimiz hafta Zeytinyağı ile fasulye ve kırmızı mercimek ihracatına kısıtlama getirildi. Akabinde de, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, ihracatında dönemsel düzenleme yapma yetkisi olan ürünlerin listesi genişletildi. Un, kırmızı et ve yağlar da bu listeye dâhil edildi. Bu adımları önemi buluyorum, zira özellikle şu dönemde, gıdayı katma değer sağlamadan ihraç etmek, gıdayı israf etmektir.

    Son olarak önceki gün de tarım arazilerinin daha etkin kullanılması için bir Cumhurbaşkanlığı Kararı yayınlandı. Atıl arazilerde hububat, baklagil ve yağlı tohumlu bitkilerin üretiminin geliştirilmesi, kurutma veya işleme tesisleri kurulması, proje bedelinin yüzde 75’ine kadar verilecek hibelerle desteklenecek. Bu kararın, her zaman vurguladığımız, bitkisel üretimin ve tarımsal hasılanın artırılmasına önemli katkılar yapacağına inanıyorum.

    İş dünyası ile iletişimi her zaman açık olduğu için sorunları zamanında fark eden ve gerekli tedbirleri alan bir hükümetimiz var. Gıda konusunda atılan adımlar da bunun en iyi göstergesi. Ülkemizin bir gıda sorunu yaşamaması için yapılan çalışmaları desteklemeliyiz. Karar alıcılara gerekli önerilerde bulunmayı samimiyetle sürdürmeliyiz ama sorumsuz açıklamalardan özenle kaçınmalıyız” dedi.

    Toplantının son kısmında Meclis üyeleri sektörleriyle ilgili sorunları dile getirdiler.





Etkinlik Takvimi

Galeri

İstek, öneri, memnuniyet ve şikayetlerinizi belirtiniz.
Sektörel Sorun ve Çözüm Önerileri



Dijital Tarım Pazarı'na (DİTAP) nasıl üye olunur?