İstanbul Ticaret Borsası

               

  • HABERLER
  • GIDA ÜRETİMİNE KAR ODAKLI DEĞİL, STRATEJİ ODAKLI BAKMALIYIZ
Başvuru Yapan: Gerçek Kişi

4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince istediğim bilgi veya belgeler aşağıda belirtilmiştir. Gereğini arz ederim.


T.C. Kimlik No (*)

:     


Ad Soyad (*)

:     


E-Posta (*)

:     


Telefon (*)

:     


Faks (*)

:     


Geri Dönüş Tercihiniz

:    


Adres (*)

:     



İstenilen Bilgi / Belge (*)

:     


(*) Zorunlu alanların doldurulması gerekmektedir.

Başvuru Yapan: Tüzel Kişi

4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince istediğim bilgi veya belgeler aşağıda belirtilmiştir. Gereğini arz ederim.


T.C. Kimlik No (*)

:     


Ad Soyad (*)

:     


E-Posta (*)

:     


Telefon (*)

:     


Faks (*)

:     


Geri Dönüş Tercihiniz

:    


Adres (*)

:     



İstenilen Bilgi / Belge (*)

:     


(*) Zorunlu alanların doldurulması gerekmektedir.



    GIDA ÜRETİMİNE KAR ODAKLI DEĞİL, STRATEJİ ODAKLI BAKMALIYIZ
    (10.06.2022 . 12:09:12) (Okuma: 432)

    İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz, Borsanın Haziran ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada, gıdanın önemine dikkat çekerek, “Tarımsal hasılamızı yeni ve etkin politikalar ile artırmak için elimizden geleni yapmak zorundayız. Gıda maddelerinin üretimine kar odaklı değil, strateji odaklı bakmalıyız” dedi.

    Dünyanın ana gündem maddesinin gıda olduğunu belirten Başkan Ali Kopuz“Gelişmiş - geri kalmış, sanayileşmiş - sanayileşmemiş, kaynak fakiri - petrol zengini, stratejik öneme sahip veya değil, savaşta veya barış içinde; her ülkenin ana gündemi gıda” şeklinde konuştu. Bunun ana nedeninin gıda fiyatlarının hızla yükselmesi olduğunu söyleyen Kopuz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dünya tahıl ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayan iki ülkeden birinin diğerini işgali ile bir gıda krizi beklentisi de artıyor… Maalesef bu tip konularda, gerçekten bir krizi doğuracak şartların var olmasına bakmadan, bir söylenti çıkması bile yetiyor. Herkes kriz olacakmış gibi pozisyon alıyor ve bu durum da fiyatları daha da artırıyor.

    Gıdanın gündemi ne ölçüde meşgul ettiğini daha iyi anlatabilmek için birkaç örnek vermek istiyorum. Hafta başında İtalya İçişleri Bakanı Luciana Lamorgese, Ukrayna’daki savaşının doğurduğu yoksulluk ve açlığın, Avrupa’ya yeni bir göç dalgasına sebep olacağına inandığını belirtti. FAO Başekonomisti Maximo Torero ise, Ukrayna savaşının gıda piyasalarına hem doğrudan hem de dolaylı etkilerine dikkat çekerek, savaşın gıda yanında enerji fiyatlarını da yükselttiğini, enerji fiyatlarındaki artışın gıda fiyatlarına bir kez daha etki yaptığını belirtti. Son haftalarda Avrupa’da market raflarında boşluklar oluşmaya başladı. Gıda tedarik zincirinde yaşanan sorunlar nedeniyle, Almanya’daki bazı marketlerde un ve makarna gibi ürünler için sınırlı satış başladı. Kısaca, iki ülkenin de küresel tahıl ticaretinde zirvede olması dünyayı bir tahıl krizi ile karşı karşıya bıraktı.

    Türkiye, Ukrayna limanlarından 20 milyon ton tahıl çıkarılması için bir güvenlik koridoru için mesai harcıyor. Bu gerçekleşirse, tahıl arzında bir nebze rahatlama yaşanabilir. Bununla birlikte, dünyadaki koşullar değişmedikçe, bu çözümün etkileri de geçici olacaktır. Zira Rusya’ya karşı alınan kısıtlama kararlarının ardından doğalgaz fiyatı artınca hem enerji krizi patlak verdi hem de doğalgazdan üretilen gübrenin fiyatı arttı. Bu da doğal olarak gıda enflasyonuna yol açan başka bir neden oldu.”

    İSTİB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kopuz, ne kadar süreceği belli olmayan Rus - Ukrayna savaşının etkilerinden korunmak için, tarımsal üretimin artırılması ve yeni tedbirler alınması gerektiğini belirterek, “Bildiğiniz üzere daha önce gıdada piyasanın dengelenmesi için tüm dünya gibi bizim de harekete geçmemiz gerektiğini vurgulamıştık. Bu kapsamda hububatta gümrük vergisi sıfırlanmasının, tarımsal desteklerin artırılmasının ve dökme tarımsal ürünler ile canlı hayvan ihracatının bir süre için izne tabi olarak yapılmasının ülkemizin yararına olacağını ifade etmiştik. Bu talebimizin altında geleceğini öngördüğümüz hububat ve gıda krizi vardı. Neyse ki hükümetimiz, gereken önlemleri ivedilikle aldı.

    Genel kanının aksine Türkiye tarımda her şeyi ithal eden bir ülke değil. Tarımsal hasılada dünyada ilk 10’da, Avrupa’da ise birinci durumdayız. Ancak bu durumumuz geleceğimizi garanti altına aldığımızı göstermiyor. Çünkü çiftçimiz önümüzdeki dönemde artan maliyetler karşısında üretim konusunda çekingen davranabilir.

    Hükümet bu doğrultuda adımlar atıyor ve inşallah atmaya da devam edecek. Et Süt Kurumunun 2 Nisan - 1 Mayıs arası için geçerli olan sığır başına 2.500 TL kesim desteğinin yılsonuna kadar uzatılması ve TMO’nun sert ekmeklik buğdayın tonunu 7 bin 50 liradan, arpayı ise ton başına 6 bin liradan alacağını açıklaması, bu tedbirlere iyi birer örnek.

    Bunların yanında ek mazot ve gübre destekleri de var... Ayrıca bazı ödemelerin öne çekilmesi üreticimizi biraz daha rahatlatacaktır. Zira enerji fiyatları gübre üretimini etkiliyor, gübre kullanımından vazgeçmek zorunda kalan üretici de yüksek verim alamıyor. Verimin düşmesi halinde hem karlılık azalır hem de ülke içinde arz açığı doğar. Bu da, ithalat kapısının açılacağı bir kısır döngüye yol açabilir. Bizim önlemimizi bu noktaya gelmeden almak için atılan her önleyici politikanın çok önemli olduğuna inanıyorum.”

    Türkiye 2022 yılının ilk çeyreğinde yüzde 7,3 büyüdüğünü hatırlatan Ali Kopuz“Olağanüstü şartlarda gerçekleşen bu büyüme oranı olumlu. Ancak tarımın ilk çeyrekte sadece yüzde 0,9 büyümesi endişe verici. Tarımsal hasılamızı yeni ve etkin politikalar ile artırmak için elimizden geleni yapmak zorundayız. Özellikle temel gıda maddelerinin üretimine kar odaklı değil, strateji odaklı bakmalıyız” şeklinde konuştu.





Etkinlik Takvimi

Galeri

İstek, öneri, memnuniyet ve şikayetlerinizi belirtiniz.
Sektörel Sorun ve Çözüm Önerileri



Dijital Tarım Pazarı'na (DİTAP) nasıl üye olunur?