İSTİB AĞUSTOS MECLİS TOPLANTISINI YAPTI
(13.08.2015 . 00:00:00) (Okuma: 2242)
İstanbul Ticaret Borsası Ağustos ayı Meclis toplantısı 13 Ağustos 2015 Perşembe günü gerçekleşti. Meclis üyelerinin yoğun katılımının gözlemlendiği toplantıda, gündem maddelerine geçilmeden önce İSTİB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kopuz aylık değerlendirme konuşmasını yaptı. Konuşmasına, son haftalarda yaşanan terör saldırılarına değinerek başlayan Kopuz, son birkaç haftadır, ülkenin kirli eller tarafından karıştırılmaya çalışıldığına işaret etti.
Siyasi alandaki belirsizliği fırsat bilen eli kanlı terör örgütünün, ülkeyi karıştırmak, huzur ortamını bozmak için canice eylemlere giriştiğini ifade eden Kopuz, “Yaşanan terör olayları sonucunda, yaşamlarını kaybeden şehitleri rahmetle anıyor ve yaralılara acil şifalar diliyorum.” dedi. -Terörü kınamayanlar, sadece korkak değil, aynı zamanda alçaktırlar. Kopuz, Türkiye’nin büyümesinden, gelişmesinden, huzur ve güven ortamına kavuşmasından en büyük rahatsızlığı terör örgütünün duyacağını belirtti. 2023 hedefleri doğrultusunda ilerleyen Türkiye kazanırken terörün ve terör örgütünün kaybettiğini söyleyen Kopuz, etnik hassasiyetleri kaşıyarak kan üzerinden siyaset yapan istismarcıların hak ettikleri cezayı alacaklarını, milletin masum evlatlarının kanı üzerinden lâf ebeliği yapanların, terörü kınayamayanların, sadece korkak değil, aynı zamanda alçak olduğunu ifade etti.
Kopuz şöyle konuştu “Kimse kan dökülsün, analar ağlasın istemez. Televizyonda, gazetelerde haberlere baktığımızda içimiz yanıyor. Bu ülke sahipsiz değildir. Bu devlet Kurtuluş Savaşı ile kuruldu. Bu vatan için bir bedel ödenecekse, milletimizin bekası için bu bedeli ödemeye hazırız.” -Yaşanan terör saldırıları, dış mihrakların ülkeyi koalisyona zorlamak için tezgâhladıkları operasyonlardır. Türkiye’nin bir ateş çemberi içinde olduğuna dikkat çeken İSTİB Başkanı Kopuz, yaşanan terör saldırılarının dış mihrakların ülkeyi koalisyona mecbur etmek için tezgâhladığı operasyonlar olduğunu vurguladı. Türkiye'nin siyasi tarihinde koalisyonların ülkeyi yönetilemez hale getirdiğini, dünya görüşleri taban tabana zıt olan siyasi partilerin uyumlu bir şekilde birlikte çalışmasının mümkün olmadığı belirten Başkan Kopuz, koalisyonlarda istikrarlı iç ve dış politika uygulayamayacağını ifade etti. Kopuz şöyle konuştu: “Temmuz Meclis konuşmasında seçimlerin yenilenmesinden korkulmaması gerektiğini ifade etmiştim. Bugün geldiğimiz noktada, her ne kadar koalisyon görüşmeleri devam etse de, önümüzdeki kasım ayında milletvekili seçimleri tekrarlanacak gibi görünüyor. Biz iş dünyası temsilcilerinin, uluslararası kurumların ve yatırımcıların aradığı iki şey var: istikrar ve güven. Geçen 13 yılda, tek başına iktidar olan siyasi hareket, ülkemize bu istikrar ve güveni getirmişti. 2023 hedefleri doğrultusunda, bu sürecin devamını vatanım ve milletim için temenni ediyorum. -Türkiye’yi yönettirmemek isteyenlere karşı, istikrar ve güveninin devamı için seçimlerin bir an önce yapılması gerekmektedir. Haziran ayındaki seçimler sonrasında, ülkemizi karıştırmaya yönelik terörist faaliyetler üzücü bir şekilde artmaya devam ediyor. Önümüzdeki seçimden tek başına iktidar çıkar ise, ülkemizde son 13 yıldır süregelen istikrar ve güven ortamı güçlü bir şekilde devam edecektir. Bu sebeple, Türkiye'yi "yönettirmemek" isteyenlere karşı,“tekrar seçim”in bir an önce yapılması gerekmektedir.”
Konuşmasında, güncel ekonomik durumu da değerlendiren Kopuz, Merkez Bankası ve TÜİK’in açıkladığı verilere göre Temmuz ayında tüketici fiyatlarının yüzde 0,09 oranında arttığına ve yıllık tüketici enflasyonunun yüzde 6,81’e düştüğüne dikkat çekti. İSTİB Başkanı Kopuz, bu dönemde taze meyve sebze fiyatlarındaki düzelme eğiliminin devam etmesine karşılık, kırmızı et fiyatlarındaki yükselişin sürdüğünü, bunun da gıda ve yemek hizmetleri fiyatlarının olumsuz etkilediğini belirtti. -Et sektörü hububat sektörü gibi birlik içinde olamadı Kopuz konuşmasına şöyle devam etti: “Kurban bayramına bir ay kala, İhtisas alanımız olan gıda tarım ve hayvancılıkla ilgili birkaç kelime söylemek, daha doğrusu iki örnekle bir saptama yapmak istiyorum. Birinci örnek, ülkemizdeki hububat üretimi ve bu ürünle ilgili çalışan değirmencilik sektörün dinamizmi ile ilgili: Bildiğiniz üzere, bu sene, ülkemizde bitkisel üretimde çok önemli artışlar yaşanmaktadır.
TÜİK rakamlarına göre, son 1 yılda buğday yüzde 5.25. Arpa yüzde 6, mısır yüzde 8 artmıştır. Bu yıl 22 buçuk milyon ton buğday hasadı beklemekteyiz. Aynı paralelde buğday unu ihracatında Türkiye, 2005 yılından bu yana ya 1. sırada, ya da 2. sırada oluyor. Son birkaç yıl içerisinde hep 1. sırada oldu. 2014 yılında da makarna ihracatında dünyada ikinci sıradayız. Biliyorsunuz ki hububat sektörü son yedi senede iki büyük üretim krizi yaşadı. Ama görüldüğü üzere, iyi bir biçimde örgütlenen, devletimizle uyumlu şekilde çalışan bir gıda sektörü başarıdan başarıya koşabiliyor. Vereceğim ikinci örnek ise kırmızı et sektörü ve hayvancılıkla ilgili. Son 5 yılda, büyükbaş hayvan sayımız yaklaşık 3 milyon, küçükbaş hayvan sayımız ise 10 milyon baş artmış. Aynı süreçte süt üretimimiz yaklaşık 5 milyon ton artmış. Tüm bu üretim artışına rağmen çiğ süt fiyatı başta olmak üzere, süt sektöründe belirsizlikler var, kırmızı et fiyatları ise alıp başını gitmekte… Kendimi de dâhil ederek ve çuvaldızı batırarak konuşuyorum, kırmızı et sektöründe faaliyet gösteren herkesin, hepimizin, Mübarek Kurban Bayramı öncesinde, şapkamızı öne koyup düşünmemiz gerekiyor. Uncular ve makarnacılar neleri doğru yaptı? Biz etçiler neleri yanlış yaptık? Değirmencilikte faaliyet gösterenler hükümetle nasıl uyum içinde çalıştı? Et sektöründekiler neden çalışamadı ya da neden kısa vadede rant peşinde koştu? Her sene olduğu gibi, bu Kurban Bayramı öncesinde de spekülatif hareketler, ithalat haberleri, uygun olmayan demeçler görmekteyiz. Eminim ki Devletimiz, et fiyatlarını aşağıya indirecek çözümleri bulacaktır. Ama, aslında sorunlar çok daha derinde ve hepimizde. Ne sadece çiftçide, ne sadece devlette, ne de sadece sanayicide. Gelinen son noktadaki yüksek fiyatlardan hepimiz sorumluyuz. -Dünya genelinde gıda fiyatları en dip seviyeyi görmesine rağmen, ülkemizde yeterince düşmedi…
Sayın Meclis Üyeleri, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nun geçen hafta açıkladığı verilerine göre gıda fiyatları 2015 yılının temmuz ayında son altı yılın en düşük seviyelerinde bulunmaktadır. Tarım ülkesi olan Türkiye’de ise gıda fiyatları hafif bir azalmayla birlikte hala çok yüksektir. Bunun sebebi sadece tarımsal politikalar ile açıklanamaz. Gıda fiyatları, tarımsal üretim ile doğru orantılıdır. Ancak her zaman değil. Çiğ sütün fiyatı 1 lira 15 kuruş, marketteki fiyatı 2,5 - 3 liradan aşağı değil. Domates, Antalya’daki tarladan İstanbul’a gelinceye kadar fiyatı 5’le çarpılıyor. Bir ürün ne kadar fazla el değiştirir ise, o kadar fazla aracı oluyor ve bir o kadar da pahalılaşıyor.
Toptan gıda ticaretini kolaylaştırmak için Elektronik Pazar Projesini başlatıyoruz…
Biz, İstanbul Ticaret Borsası olarak, toptan gıda ticaretini kolaylaştırmak ve üyelerimize daha etkin bir hizmet sunabilmek için Elektronik Pazar Projesini başlatıyoruz. Bu projeyle, üyelerimize, internet ortamında ürünlerini sergileyebilecekleri bir ortam sunacağız. Üyelerimiz, İSTİB E-Pazar ile Borsamızda kotasyona tabi ürünlerini en doğru fiyattan temin edebilecek ve satabilecekler. Ayrıca, bu projeyle beraber, tescil başta olmak üzere, borsacılık faaliyetlerini de kolaylaştırmayı hedeflemekteyiz. Bu projenin toplam maliyeti yaklaşık 400 bin lira, bu maliyetin yüzde 90’ı İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından hibe olarak karşılanacak. Aslında bu maliyet çok önemli değil. Çok şükür öz kaynaklarımız ile bu projeyi kendi başımıza yapmaya muktediriz. Ancak, önemli olan, Kalkınma Bakanlığı’nın bu projeyi desteklemesi ve devletimizin gıda sektöründe toptan e-ticaretin İSTİB öncülüğünde yapılacağına kanaat getirmesidir. Bize düşen görev ise, bu projenin tanıtımı ve yaygın kullanımı için hep beraber elimizi taşın altına koymaktır. Gelecek sene faaliyete geçecek olan İSTİB E-Pazar’ın hayırlara vesile olmasını, ülke kalkınmasına katkıda bulunmasını ve üyelerimizin ticari hacminin genişlemesine imkân sağlamasını temenni ediyor ve hepinize saygılarımı sunuyorum.”
Başkan Kopuz’un konuşmasının ardından Yrd. Doç.Dr. Fatih Aydoğan tarafından yapılan “Ticaret Hukuku’nda Güncel Gelişmeler” konulu sunuma geçildi. Arabuluculuk ve tahkim mekanizmaları hakkında bilgi veren Aydoğan, hukuki ihtilafların az bir fedakarlıkla da olsa, hızlı bir şekilde çözüme kavuşmasının, uzun süren yargılama sürecinden daha olumlu sonuç verebileceğini belirtti. Ayrıca Meclis üyelerinin rekabet hukuku ve fikri mülkiyet hukuku hakkındaki bazı sorunlarını yanıtlayan Aydoğan, rekabet hukukundaki uyumluluk (compliance) kavramının önemine değindi. Sunum sonrasında söz alan, Meclis üyesi Osman Berberoğlu, zeytin ve zeytinyağı sektöründe yaşanan fiyat spekülasyonlarının sektöre zarar verdiğine dikkat çekerek, belirli bir süre için dahilde işleme rejimi kapsamında zeytinyağı ithalatının teşvik edilmesinin faydalı olacağını söyledi.