İstanbul Ticaret Borsası

               

  • HABERLER
  • İSTİB KASIM AYI MECLİS TOPLANTISI YAPILDI
Başvuru Yapan: Gerçek Kişi

4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince istediğim bilgi veya belgeler aşağıda belirtilmiştir. Gereğini arz ederim.


T.C. Kimlik No (*)

:     


Ad Soyad (*)

:     


E-Posta (*)

:     


Telefon (*)

:     


Faks (*)

:     


Geri Dönüş Tercihiniz

:    


Adres (*)

:     



İstenilen Bilgi / Belge (*)

:     


(*) Zorunlu alanların doldurulması gerekmektedir.

Başvuru Yapan: Tüzel Kişi

4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince istediğim bilgi veya belgeler aşağıda belirtilmiştir. Gereğini arz ederim.


T.C. Kimlik No (*)

:     


Ad Soyad (*)

:     


E-Posta (*)

:     


Telefon (*)

:     


Faks (*)

:     


Geri Dönüş Tercihiniz

:    


Adres (*)

:     



İstenilen Bilgi / Belge (*)

:     


(*) Zorunlu alanların doldurulması gerekmektedir.



    İSTİB KASIM AYI MECLİS TOPLANTISI YAPILDI
    (09.11.2023 . 17:08:24) (Okuma: 302)

    İSTİB Kasım ayı Meclis Toplantısı Eminönü Merkez binasında, İSTİB Meclis Başkanı Ahmet Bülent Kasap yönetiminde yapıldı.

    Gündem maddelerinin görüşülmesinin ardından ekonomik değerlendirmelerde bulunan Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakkı İsmet Aral gıda fiyatları, faizler ve tarım tarım teknolojileri hakkında görüşlerini meclis üyeleri ile paylaştı.

    Aral, Ekim ayı FAO Endeksine göre, küresel gıda fiyatlarının bir önceki aya oranla yüzde 0,5 düşerek, 120,6 puana gerilediğini belirterek “FAO’ya göre, süt ürünlerinde küresel bazda fiyatlar bir miktar yükselse de, bitkisel yağlar, tahıl ve et gibi temel gruplarda çok ufak da olsa aşağı yönlü seyir devam ediyor. Ülkemize baktığımızda ise tarımsal emtia ve gıda fiyatlarında daha farklı bir tablo ile karşılaşıyoruz. Ekim ayı itibarıyla tüketici fiyat enflasyonu yıllık yüzde 61 olarak açıklandı. Gıda tarafında enflasyon, aylık yüzde 3’ün üzerinde, yıllık bazda yüzde 72 seviyesinde. Yaklaşık 2 senedir; küresel ekonomilerde ve ülkemizde devam eden, insanlarımızın alım gücünü ve paramızın değerini düşüren ve ne kadar süreceği belli olmayan bir süreçle karşı karşıya olduğumuz açıktır. Bu tabloya göre şunu açıkça ifade etmek gerekir ki, ülkemizin en acil konusu enflasyonla mücadeledir. Ekonomi yönetimi de tüm dünyada olduğu gibi son dönem de faiz sıkılaştırıcı para ve maliye politikaları ile bu durumu kontrol altına almaya çabalıyor.” dedi.

    Merkez Bankasının politika faizini yüzde 35’e yükselttiğini ve tüketici tarafından bu durumun iç talepte bir miktar daralma etkisi olacağını söyleyen Aral “Üretici tarafında ise faiz artışları işletmelerin borçlanma ve finansman maliyetlerini yükselttiğinden, durgunluğa rağmen, üretici enflasyonunun gerilemesi sınırlı olabilir. Önemli olan şudur; bu noktada, reel sektörün ihtiyaçlarını tespit ederek ve bunu odağa alarak yatırım ve ihracat odaklı yeni kredi ve desteklerin devreye sokulması, ekonomik aktivitenin gücünü koruması adına yararlı olacaktır.” ifadelerini kullandı.

    Teknolojinin hızla ilerlediğini ve tarımsal üretimde, sanayide, bilgi teknolojilerinde bu değişimin içinde olmanın hayati bir mesele olduğunu belirten Aral konuşmasında şunları söyledi

    “Türkiye’nin diğer alanlarda olduğu gibi tarım ve gıdadaki potansiyeli de, mevcut durumun çok üstündedir ve bu potansiyele ancak bilim ve teknolojiyi kullanarak ulaşabiliriz. Çünkü mevcut tarım arazileriyle bile tarımsal hasılamız 100 milyar dolara ulaşabilecek potansiyelde. Tarımsal ihracatımız da 40-45 milyar dolara ulaşabilecek durumda. Bu nedenle mutlaka üretimi ve ihracatı artıracak politikalar geliştirmemiz gerekiyor. Tabii sadece üretimi artırmak da yetmez. Ürettiklerimizi katma değerli hale getirmeli, küresel pazara öyle sunmalıyız. Katma değer sağlamanın yolu ise ARGE, ÜRGE ve marka yatırımından geçiyor. Türkiye’nin gıdada küresel markalar geliştirme yeteneği de, potansiyeli de gücü de vardır… Bence tek eksiğimiz, büyük düşünerek, doğru vizyon ve program ile, kararlılık ve cesaretle çalışmaktır… Cumhuriyetin ikinci yüzyılının Türkiye yüzyılı olması için, gıda sektörüne düşen görev bence budur…”

    MECLİS ÜYESİ KÜRSÜDE

    Kasım ayı Meclis toplantısında sektörel konularda görüşlerini paylaşan 3. Bakliyat Ticareti Meslek Komitesi ve Meclis Üyesi Işılay Reis Yorgun, Bakliyat sektörüne ihracat kısıtlamasının etkileri hakkında bilgi verdi.

    Işılay Reis Yorgun: “İhracat Kısıtlaması Ürün Fiyatlarını Baskı Altında Tutuyor, Üreticiler Olumsuz Etkileniyor”

    Kırmızı mercimek ile Nohut ihracatına yönelik kısıtlamalar ve kota uygulamaları hakkında konuşan Meclis Üyesi Işılay Reis Yorgun, “Ticaret Bakanlığı 1 Ağustos 2023’ten itibaren yıllık bazda bir firma için önceki yılın aynı ayında gerçekleştirdiği ihracatın yüzde 55’ini, Kırmızı Mercimekte 2020, 2021 ve 2022 yıllarında gerçekleştirdiği ihracatın üç yıllık ortalamasının yüzde 7,5’ini aşmamak üzere kısıtlamaya gitti. Bu uygulama 1 Kasım 2023 tarihine kadar geçerliydi. Şu anda ise dâhilde işleme rejimi kapsamında ihracata izin veriliyor. Yurt içi üretimle ülke ihtiyacının karşılanmadığı ürünlerde elbette ihracat kısıtlamaları oluyor. Bu yönde alınan kararları gıda arz güvenliğinin sağlanması ve gıdaya erişimde sorun yaşanmaması adına sektör olarak doğru buluyor ve destekliyoruz. Ancak Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 27 Ekim 2023 tarihinde açıklanan ‘Bitkisel Üretim Miktarı’ tahminlerine göre, kırmızı mercimek üretimi yüzde 6 artışla 424 bin ton olarak gerçekleşti. Nohut üretimi ise 575 bin ton olarak kaydedilmiş. Nohut, Türkiye’de en çok üretilen baklagil ürünü. Aynı zamanda 2022 yılı devreden stokları mevcut. Her iki üründe de üretim fazlası bulunuyor ve yurt içi tüketimi karşılayabilecek seviyede” dedi.

    Kırmızı mercimek ihracatının dahilde işleme rejimi kapsamında gerçekleştirildiğini, nohut ihracatı içinde kota uygulamasının halen devam ettiğini dile getiren Meclis Üyesi Yorgun, “Tarımsal üretimin sürdürülebilirliği ve ihracatın artırılması için sektör olarak çok çaba sarf ediyoruz. Çok zor rekabet şartları altında yurt dışı pazarlarını kazanıyoruz. Mevcut stoklar ve üretimdeki artış göz önünde bulundurulduğunda, kırmızı mercimek ve nohutta 1 ila 5 kilo arasında paketli ürünlerin ihracatına izin verilmelidir. Tarımsal girdi fiyatlarının arttığı bu dönemde ihracat kısıtlamaları ürün fiyatlarını baskı altında tutuyor ve üreticileri olumsuz etkiliyor” dedi.

     

     

     





İstek, öneri, memnuniyet ve şikayetlerinizi belirtiniz.
Sektörel Sorun ve Çözüm Önerileri



Dijital Tarım Pazarı'na (DİTAP) nasıl üye olunur?