Başvuru Yapan:
Gerçek Kişi
4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince istediğim bilgi veya belgeler aşağıda belirtilmiştir. Gereğini arz ederim.
T.C. Kimlik No (*)
:
Ad Soyad (*)
:
E-Posta (*)
:
Telefon (*)
:
Faks (*)
:
Geri Dönüş Tercihiniz
:
Adres (*)
:
İstenilen Bilgi / Belge (*)
:
(*) Zorunlu alanların doldurulması gerekmektedir.
Başvuru Yapan:
Tüzel Kişi
4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince istediğim bilgi veya belgeler aşağıda belirtilmiştir. Gereğini arz ederim.
T.C. Kimlik No (*)
:
Ad Soyad (*)
:
E-Posta (*)
:
Telefon (*)
:
Faks (*)
:
Geri Dönüş Tercihiniz
:
Adres (*)
:
İstenilen Bilgi / Belge (*)
:
(*) Zorunlu alanların doldurulması gerekmektedir.
.jpg)
İŞVEREN ÜCRET ÖDEMESİNİ NE KADAR GECİKTİREBİLİR?
(12.02.2025 . 13:23:30) (Okuma: 3241)
Günlük hayatta işverenler yaşanan ekonomik süreç, şirketin işleyişi gibi nedenlerle bazen işçilerin ücretlerini biraz daha geciktirerek ödemek isteyebilmektedirler. Bunun için de öncelikle birimlerden görüş almak istemektedirler. Konuya ilişkin verilen cevap ise 20 güne kadar ücret ödemesini geciktirebilirsiniz şeklinde olmaktadır. Verilen bu bilgiye güvenen işveren ise ücret ödemelerini gününden sonra bir tarihte yapmaya karar vermektedir. Bu durum ise işçiler tarafından iş sözleşmesinin haklı nedenle feshine sebep olmaktadır. Açıklanan durum nedeniyle işçi iş sözleşmesini feshettiğinde kıdem tazminatına hak kazanmakta, işveren ise işçinin her türlü kıdem tazminatına hak kazandığını bunun önüne geçilemeyeceğini düşünmektedir. Oysa burada esas olan sorun işverene verilen hatalı bilgidir.
Ücret ödemelerinin 20 güne kadar geciktirilebileceği neden söylenmektedir?
İş Kanununda yahut da herhangi bir yönetmelikle işverenin ücret ödemesini 20 güne kadar geciktirebileceğine yer verilmemiştir. Ancak işveren tarafından görüş sorulan kişiler Ücretin Gününde Ödenmemesi başlıklı İş Kanunu 34.maddeye bakarak ücret ödemelerinin 20 güne kadar gecikebileceğini söylemektedir. İş Kanunu 34.madde şöyledir, “Ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir
bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Bu nedenle kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez. Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır.
Bu işçilerin bu nedenle iş akitleri çalışmadıkları için feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz”.
Burada kastedilen durum işçinin 20 güne kadar ücretinin geciktirilebileceği değil, 20 gün geçmesine rağmen çalışmaya devam eden işçinin artık çalışmaktan kaçınma hakkını kullanabileceğine ilişkindir. Yani işçinin ücreti mücbir sebep olmaksızın ödeme gününden itibaren 2 gün dahi ödenmezse işçi iş sözleşmesini haklı nedenle feshederek kıdem tazminatına hak kazanabilir. Açıklanan durum dikkate alındığında İş Kanununa ilişkin bir madde değerlendirilirken okunduğu gibi yorum yapmak yerine uygulama ve yargı kararları ve kanunun esas amacını birlikte değerlendirmek gerekmektedir.
Çalışmaktan kaçınma hakkını kullanan işçiye ücret ödemek gerekmekte midir?
İş Kanunu kapsamında çalışmaktan kaçınma hakkını kullanan işçiye ücret ödenmez. Yani 20 günün sonunda ücreti halen de ödenmeyen işçi çalışmaktan kaçınma hakkını kullanmak isterse bu hakkı kullanmaya başladığından itibaren çalışmaktan kaçındığı döneme ilişkin ücrete hak kazanamayacaktır. Nitekim ilgili kanun maddesinde bu durumda işçinin ücretinin saklı tutulacağına ilişkin herhangi bir düzenleme mevcut değildir.
İş sağlığı ve güvenliği kanunu kapsamında çalışmaktan kaçınma hakkında ücret ödemek gerekmekte midir?
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre işyerinde ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar iş sağlığı ve güvenliği kuruluna, kurulun bulunmadığı işyerlerinde ise işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir. Kurul acilen toplanarak, işveren ise derhâl kararını verir ve durumu tutanakla tespit eder. Karar, çalışana ve çalışan temsilcisine yazılı olarak bildirilir. Kurul veya işverenin çalışanın talebi yönünde karar vermesi hâlinde çalışan, gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilir. Çalışanların çalışmaktan kaçındığı dönemdeki ücreti ile kanunlardan ve iş sözleşmesinden doğan diğer hakları saklıdır.
Av. Doç. Dr. Ali Ekin