İstanbul Ticaret Borsası

               

  • HABERLER
  • MECLİS BAŞKANI KASAP “GIDA GÜVENCESİ ÖNCELİKLİ GÜNDEM”
Başvuru Yapan: Gerçek Kişi

4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince istediğim bilgi veya belgeler aşağıda belirtilmiştir. Gereğini arz ederim.


T.C. Kimlik No (*)

:     


Ad Soyad (*)

:     


E-Posta (*)

:     


Telefon (*)

:     


Faks (*)

:     


Geri Dönüş Tercihiniz

:    


Adres (*)

:     



İstenilen Bilgi / Belge (*)

:     


(*) Zorunlu alanların doldurulması gerekmektedir.

Başvuru Yapan: Tüzel Kişi

4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince istediğim bilgi veya belgeler aşağıda belirtilmiştir. Gereğini arz ederim.


T.C. Kimlik No (*)

:     


Ad Soyad (*)

:     


E-Posta (*)

:     


Telefon (*)

:     


Faks (*)

:     


Geri Dönüş Tercihiniz

:    


Adres (*)

:     



İstenilen Bilgi / Belge (*)

:     


(*) Zorunlu alanların doldurulması gerekmektedir.



    MECLİS BAŞKANI KASAP “GIDA GÜVENCESİ ÖNCELİKLİ GÜNDEM”
    (28.11.2016 . 14:08:24) (Okuma: 2552)

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından, İstanbul’un gıda satış ve dağıtım sistemlerini, çağın gerekleri ve teknolojinin olanaklarını birleştirerek düzenlemeyi hedefleyen, ‘Hal İstanbul Gelecek Tasarım Projesi’ kapsamında düzenlenen ‘İstanbul Gıda Merkezi Geleceği Ortak Akıl Konferansı’nın ikinci ayağı 26 Kasım 2016 tarihinde Swissotel The Bosphorus İstanbul Otel’de gerçekleştirildi. Konferansta, gıda merkezinin kurulması için yatırım ve yönetim modelleri doğrultusunda hangi stratejik adımların atılması gerektiği değerlendirildi.

     

    Konferansın ilk gününde Türkiye’de bulunan Gıda Merkezlerine yönelik çevresel analizler ve İstanbul Gıda Merkezi Geleceğine yönelik yatırım ve yönetim modeli değerlendirmeleri yapıldı. Konferansın ikinci gününde ise “Türkiye’nin Gıda Merkezi Politikaları ve İstanbul Gıda Merkezi Vizyonu” konulu bir panel düzenlendi.

     

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri  Dr. Hayri Baraçlı ve T.C. Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Çiftci’nin açılış konuşmaları ile başlayan panelde, İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin’in oturum başkanlığında, T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mehmet Hadi Tunç, İstanbul Ticaret Borsası Meclis Başkanı Bülent Kasap ve Türkiye İhracatçılar Meclisi Batı İhracatçılar Birliği Başkanı Mustafa Satıcı konuşmacı olarak yer aldı.

     

    İstanbul Ticaret Borsası temsilcisi İSTİB Meclis Başkanı Bülent Kasap panelde yaptığı konuşmada, gıda güvencesinin ülkelerin en önemli gündemi haline geldiğini vurgulayarak şöyle konuştu: “İstanbul Ticaret Borsası olarak her konuda sektör temsilcilerinin işbirliğine çok önem vermekteyiz. Borsamızda düzenlenen meslek komiteleri toplantılarında üyelerimizin sorunlarına da bu yaklaşımla çözüm getiriyoruz. Bu sebeple böylesine kıymetli bir çalışmanın bu noktalara gelmesinden, sadece bir iş adamı olarak değil ülkesinin her konuda atılım yapmasını bekleyen sade bir vatandaş olarak da büyük memnuniyet duyuyorum.”

     

    Dünyanın en büyük sanayilerinden birinin gıda sanayi olduğunu belirten İSTİB Meclis Başkanı Bülent Kasap, gıda sanayinin tüketilecek ürünlerin işlenip, ambalajlanıp piyasaya sunulduğu ve satıcının alıcı ile buluştuğu bir platform olduğunu söyledi.

     

    Kasap, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu platformda uygulanan Gıda Politikasının şekli büyük önem arz etmektedir. Serbest piyasa dâhilinde bile olsa sıkı kontroller, düzenlemeler ve uygulamalar uygulanan gıda politikasının kalitesini mutlaka arttırır.

     

    Dünyada şu an küresel sorunların başında gelen iklim değişikliği, tarım sektörü üzerinde en etkili olanıdır. Yine aynı sektörde küresel sorunlar arasında yer alan gıda güvencesi, nüfusu hızla artan dünyamızın diğer sorunlarından biridir. Kontrolsüz bir şekilde artış gösteren dünya nüfusunun yakın gelecekte yüz yüze geleceği ve çözümü en zor olan sıkıntılardan biri, gıda arz-talep dengesini bozacak fiyat artışları ve hammadde sıkıntısıdır.

     

    Bir İngiliz gazetesinin haberine göre İskoçya, Ukrayna’nın ardından Gıda Güvencesi kavramını yasal hale getirecek ikinci Avrupa ülkesi olmaya hazırlanıyor. Artık yavaş yavaş, modern dünyada Gıda Güvencesi kavramının kullanılarak yoksulluk ve açlıkla olan savaşta yeni bir cephe açılmaya başlandığını görüyoruz. Diğer büyük sorun ise su yönetimi. Kuraklık sorununun artacağı bir dünyada modern sulama sistemlerini kullanılmak zorunda olunması gör ardı edilemeyecek bir gerçektir.” 

     

    Tarımda Markalaşma Çok Önemli

     

    Konuşmasına markalaşmanın önemine de değinen Kasap: “Ülkemizde Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren en hızlı gelişen sektörlerden biri olan gıda sektörü son yıllarda ithalat ve ihracatın gelişmesi, büyük ölçekli işletmelerin kurulması ve devlet desteği ile hızını daha da arttırarak, istikrarlı bir şekilde büyümeye devam etmektedir.

     

    Büyüyen ve ilerleyen bir yapının içinde durağan kalmamak, hızlanmak hatta mevcut yapıyı daha da güçlendirecek fikirler üretmek gerekmektedir. Tarımda markalaşma hamlesini hem sektör hem de ülkemiz için çok önemli buluyorum.

     

    Türk Fındığı, Türk Lokumu, Türk Kayısısı Türk İnciri ve Türk Üzümünün markalaşmış olması ulusal ve uluslararası alanda önemli bir adımdır. Türkiye üretim bakımından 5 üründe dünya birincisiyken, 23 üründe ise ilk beşte yer alıyor. Ancak yine de bunu yeterli görmüyorum çünkü potansiyelimizi kullanamıyoruz” dedi.

     

    Tarımdan Kente Kaçış Önlenmeli

     

    Tarımsal alanların verimli kullanılmasının önemine de vurgu yapan İstanbul Ticaret Borsası Meclis Başkanı Bülent Kasap “Makilik, çalılık taşlık arazilerin ıslahı etkin bir şekilde yapılırsa bambaşka bir potansiyel değerlendirilebilir. Yapmıyoruz çünkü onlara sıra bile gelmiyor. Bugün maalesef bazı bölgelere gittiğinizde kilometrelerce arazinin başıboş olduğunu görüyorsunuz. En büyük sorun maddi yatırımların azlığı değil. O yatırımları değerlendirecek herkesin şehirlere kaçmış olması. Birçok köyde çalışacak genç nüfus bulunmuyor.

     

    Avrupa'da bu işi şöyle çözmüşler. Çiftlikte yaşayıp üretim yapılacak bölgelere sağlık imkânları götürülüyor. Gençlerin sıkılmaması için ve şehir hayatını aramaması için kafeler, barlar yani sosyalleşecek alanlar yaratılıyor ve hatta evlere ücretsiz internet bağlatılıyor. Yeter ki genç nüfus hayatlarını şehirlerdeki yaşıtları gibi sürdürebilsinler ve göç etmesinler diye. Bu yüzden bizde olmayan 100 yıllık işletmelerin Avrupa'da görülmesi gayet sıradan bir olay” şeklinde konuştu.

     

    Sözlerine hayvancılık sektörüne dikkat çekerek devam eden Kasap: “Şu an hayvancılıkta damızlık ithal eder durumdayız. Hayvanların etkin bir şekilde kayıt altına alınması gerekiyor. Bu sadece sağlık için değil çiftleşme ve cins kontrolü yapılabilmesi için de önemli. Şu anda hayvancılık sektöründe küpe sistemi ile takipler var ancak bu sistemin efektif işlerliği meçhuldür. Küçükbaşa özel önem vermek gerekiyor. Belki talep azaldı ama uygun koşullar yaratılabilirse üzerine eğilmekte fayda olabileceğini düşünüyorum. Doğru planlama yapılıp arz açığı olan ve ihracat potansiyeli olan ürünlere yönelmek gerekir. Hep destek istedik ancak her sorunu sadece maddi destek vererek çözemezsiniz.

     

    Örneğin Gübre-Mazot destekleri olumlu ancak ne kadarı reele yansıyor tartışılmalı çünkü bu tarz desteklerde maalesef aldatma çok görülüyor. Bunun önlenmesi için denetimler sıkılaştırılmalı. Benzer bir denetim sıkıntısı da hayvancılıkta sıkça karşımıza çıkıyor. Küpesiz hayvan satışı yasak olmasına rağmen satıcılardan bazıları bir an önce elden çıkartmak için bazıları da yeşil kartını kaybetmek istemediği için hayvanlarının küpelenmesini istemiyor. Aslında mevzuat iyi ancak burada da denetim yetersiz. Burada sadece denetim yetersiz diyerek sistematik bir eksiklikten bahsedip topu tamamen kontrol mekanizmasına atmak da çok doğru bir davranış olmaz. Burada esasında şunu kabullenmemiz gerekir. Dışarıdan bir müdahaleye ihtiyaç olmadan kendi vicdanımız ve ahlakımız ile pusulayı neden doğru yöne çeviremiyoruz? Neden üreticiler satıcılar olarak kendi kendimizin denetleyicisi olamıyoruz? Bu sorunu aşmak adına bazı önlemleri çok daha erkenden almak ve üreticinin yaptığı işin vicdani bir sorumluluğu olduğunun farkına varması sağlanmalıdır” dedi.

     

    Kayıt dışılık ve haksız rekabet

     

    Sebze ve meyvenin hale girmeden kaçak olarak hal dışına getirilmesi ve pazara sunulması ile oluşan kayıt dışılık ve haksız rekabete de dikkat çeken Kasap, “OSB mantığıyla işleyecek, hem atıkların azalacağı, hem maliyet açısından işletmelere fayda sağlayacak ve az evvel bahsettiğim en önemli sorunlardan biri olan denetimin ve takip edilebilirliğin sağlanması açısından çağdaş bir gıda merkezi kurulması elzemdir” şeklinde konuştu.

     

    İSTİB Meclis Başkanı Bülent Kasap, tarım ve gıdadaki sorunların temelinde nüfus ve göç sorunları olduğunu da hatırlatarak, “Türkiye‘nin şehircilik anlayışının diğer ülkelerde farklı olduğu gerçeği göz önüne almamız lazım. Fethedildiğinde 50-60 binlik bir nüfusa sahip olan İstanbul, kısa süre içerisinde devlet politikalarının da etkisiyle göç almış ve nüfusunu hızla arttırmıştır. Birçok sektörde olduğu gibi gıdanın da kalbi olan İstanbul’da, bu gelişen ve değişen süre içerisinde pazarın canlılığını arttırması için büyük önem arz eden stratejik yatırımlara ihtiyaç duyulmaktadır.

     

    Beyaz et, kırmızı et, sakatat, kuru gıda, yaş sebze ve meyve, su ürünleri, kesme çiçekçilik ve süt ve süt ürünleri sektörlerinin tek bir çatı altında toplanacağı Hal İstanbul Gelecek Tasarım Projesi hem üretici hem tüketici için büyük avantaj sağlayacaktır. Piyasa kontrolü, denetimde kalite artışı, kayıtlı ve kaliteli üretim gibi birçok alanda sektörü bir adım öteye taşıyacak olan bu çalışma ile nasıl ki Osmanlıda Kapalı Çarşı kültürümüzle AVM’lerin öncüsü olduysak, yine bu başarılı proje ile de örnek teşkil edeceğimize inancım sonsuz. Böylesine birleştirici bir yapının sahip olacağı kriterler ticaret hacmi için büyük önem arz etmektedir.

     

    İşte tam bu noktada üreticilere ve satıcılara düşen en büyük iş, gıda güvenliği ve güvenirliliği konularındaki hassasiyetleridir. Aynı zamanda sektör analizlerinin düzenli ve doğru yapılması, hedeflerin belirlenmesi ve zamanında hayata geçirilmesi ile tasarlanan projenin başarı göstereceği aşikârdır. Buna ek olarak belirtmek isterim ki bu proje kapsamında depo, antrepo, paketleme, saklama gibi tüketicilerin sofralarına gelene kadar geçen tüm aşamaların Avrupa standartlarında olması sağlanacak, kaliteli ürün, kaliteli hizmet anlayışı ile ülkemizin gıda sektörü gelişimine katkıda bulunacaktır” dedi.





Etkinlik Takvimi
İstek, öneri, memnuniyet ve şikayetlerinizi belirtiniz.
 
       
Sektörel Sorun ve Çözüm Önerileri
       



Dijital Tarım Pazarı'na (DİTAP) nasıl üye olunur?