
POLİTİK KARARLAR AÇLIKTAN ÖLDÜREBİLİR
(05.08.2025 . 10:10:08) (Okuma: 95)
Dünyanın nüfusu sürekli çoğalıyor. 2050’ye kadar da artacağı öngörülüyor…
Çin gibi zenginleşen ülkelerde refahın artışı ise tüketimi, ardından da israfı yükseltiyor. Sanayileşmenin getirdiği kirlilik, iklim değişikliği, yapılaşma ve erozyon dolayısıyla da tarım alanları sürekli azalıyor.
Nüfus ve refah artışı ile tarım alanlarındaki azalmanın oluşturduğu bu sacayağı, gıda üretimini tehdit ediyor.
Öte yandan teknolojik gelişmeler tarımsal hasılayı artırdığı için bugün için tüketim artışı dolayısıyla küresel bir gıda sorunu yaşanmıyor. Gelecekte yaşayabileceğimiz gıda sorunları doğrudan kaynakların azalmasıyla ilgili olacak ve çözümü günümüzde yaşadıklarımızdan çok daha zor…
Peki, bu korkutucu gelecek engellenebilir mi?
İnsanlık ve küresel sistem bir açlıkla sınanabilir mi?
Ve küresel bir açlığın sonuçları neler olabilir?
Bu soruları cevaplamak çok zor…
Ancak Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun açıkladığı raporlardaki öngörüler pek iyimser değil. Sıfır açlık için konulan hedefler sürekli öteleniyor.
Gelecekle ilgili soruların cevaplarının geçmişte olduğuna inananlardanım. Bu nedenle tarihle ilgilenmediğini söyleyenler beni her zaman şaşırtır. Çünkü elimizde olan tüm veriler geçmişe aittir.
“Tarih tekerrürden ibarettir” gibi sözler de aslında benzer nedenle söylenegelmiştir. Tarihte yaşananların tekrar etmesinin nedeni bu olaylardan ders alınmamasıdır…
Uzatmadan, geçmişte yaşanan açlıklarla ilgili birkaç veri paylaşmak istiyorum.
Tarihte olduğu tahmin edilen ilk küresel açlığın, MÖ 2200’lü yıllarda yaşandığı tahmin ediliyor.
Günümüzden 4200 yıl önce yaşandığı için de “4,2 Bin Yıl Olayı” olarak adlandırılıyor. Nedeni tamamen iklim olayları olan bu küresel açlığın, arkeolojik verilerden yapılan çıkarımlara göre, Anadolu, Mezopotamya, Çin ve Hindistan’daki uygarlıkların çöküşüne neden olduğuna dair tezler var.
Bir asır kadar süren bu dönemdeki can kayıplarını bilmek mümkün olmasa da birçok uygarlığı yok etmesi bile iklim olaylarının etkisinin gücü hakkında fikir veriyor.
Bu bilinen ilk açlığın günümüzdeki tehditlerden sadece biri, yani iklim değişikliği dolayısıyla yaşanmış olması, içinde bulunduğumuz çoklu risk dönemini ciddiyetini gösteriyor…
Yakın dönemde ise iklim sorunları dışındaki nedenlerle de açlıklar yaşandı. Bu yeni nedenler yazımızın başlığındaki gibi politik nedenlerdi ve eğer söz konusu hatalı kararlar alınmasaydı yaşanmayabilirdi.
Örneğin Hindistan’da 1876 – 1878 yıllarında yaşanan büyük kıtlığın nedenlerinden biri olarak İngilizlerin hatalı politikaları gösterilir. 1896 – 1897 yıllarında Kuzey Çin’de yaşanan kıtlık da kısmen Boxer İsyanına bağlanır.
1932 ve 1933 yıllarındaki, Ukrayna’yı da içeren Sovyet kıtlığı ve 1959 ile 1961 yılları arasında yaşanan Büyük Çin Kıtlığı ise totaliter yönetimlerin neden olduğu “insan kaynaklı felaketler” sayılır.
Büyük Çin Kıtlığının tespit edilen nedenleri bizlere yarın için ciddi uyarılar yapıyor.
Büyük İleri Atılım Politikaları:
1958 – 1962 yılları arasında Çin’in baştanbaşa inşası ve hızlı büyümesi için uygulanan politikalar… Bu politikalar doğrultusunda gerçekçi olmayan üretim kotaları konmuş, bu kotalara ulaşmak için hatalı tarımsal uygulamalar yapılmasıyla tarımsal üretim trajik biçimde düşmüştür.
Üretimi artırmak amacıyla kurulan Halk Komünleri…
Ülke içinde gıdanın verimsiz dağılımı…
Dört Zararlı Kampanyası nedeniyle serçe popülasyonunun azalması…
Tarım üretiminin aşırı raporlanması…
Ve köylerde demir-çelik üretimi kampanyası… Çelik üretiminde “İngiltere’yi geçme ve ABD’yi yakalama” hedefiyle başlanan bu kampanya boyunca, köylerde ilkel demir çelik kazanları kurulmuş ve hurda demirlerden çelik üretilmesi beklenmiş… Yine gerçekçi olmayan kotalar belirlendiği için köylüler tarımsal üretim araçlarını eritmek zorunda kalmışlar ve korkunç bir açlık başlamış.
Resmi rakamlara göre 15 milyon kişinin öldüğü bu büyük kıtlık döneminde yaşanan kayıplarla ilgili sağlıklı veri olmasa da 50 milyona ulaştığına dair iddialar var.
Milyonlarca insanın can vermesiyle sonuçlanan hatalı politikaları telafi için Çin hükumeti tarım komünleri üzerindeki merkezi denetimi gevşetti ve hatta köylülere kendi arazilerinde üretim hakkı verdi.
Bugün de iklim krizinin durdurulması, sıfır karbon, erozyonun engellenmesi, tarımsal üretimle ilgili destekler gibi birçok konu tamamen politik kararlara bağlı…
Eğer hatalı kararlar alınırsa bedeli gelecekte yaşanacak korkunç açlıklardan etkilenen çocuklarımız ve torunlarımız tarafından ödenecek…