İstanbul Ticaret Borsası

               

  • HABERLER
  • TARIMDA RİSK YÖNETİMİ İÇİN TOBB VE FAO’DAN İŞBİRLİĞİ
Başvuru Yapan: Gerçek Kişi

4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince istediğim bilgi veya belgeler aşağıda belirtilmiştir. Gereğini arz ederim.


T.C. Kimlik No (*)

:     


Ad Soyad (*)

:     


E-Posta (*)

:     


Telefon (*)

:     


Faks (*)

:     


Geri Dönüş Tercihiniz

:    


Adres (*)

:     



İstenilen Bilgi / Belge (*)

:     


(*) Zorunlu alanların doldurulması gerekmektedir.

Başvuru Yapan: Tüzel Kişi

4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince istediğim bilgi veya belgeler aşağıda belirtilmiştir. Gereğini arz ederim.


T.C. Kimlik No (*)

:     


Ad Soyad (*)

:     


E-Posta (*)

:     


Telefon (*)

:     


Faks (*)

:     


Geri Dönüş Tercihiniz

:    


Adres (*)

:     



İstenilen Bilgi / Belge (*)

:     


(*) Zorunlu alanların doldurulması gerekmektedir.



    TARIMDA RİSK YÖNETİMİ İÇİN TOBB VE FAO’DAN İŞBİRLİĞİ
    (11.10.2022 . 17:30:22) (Okuma: 205)

    Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) işbirliğinde yürütülen “Tarım- Gıda Değer Zinciri Bağlamında Küçük Ölçekli Çiftçilerin Risk Yönetimine Yönelik Seçeneklerinin Geliştirilmesi” çalışmasının lansmanı, TOBB İkiz Kuleler’de yapıldı.​

    TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğindeki toplantıya, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, TOBB Başkan Yardımcısı ve İSTİB Başkanı Ali Kopuz ve FAO Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu da katıldı. Hisarcıklıoğlu toplantının açılışında yaptığı konuşmada tüm dünyada tarımın değerinin her geçen gün daha iyi anlaşıldığını söyledi. Sektörü geleceğe taşıma anlamında, risklerin doğru yönetiminin, çok daha önemli ve kritik hale geldiğini ifade eden TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “Çiftçilerimiz; üretim, finansman, pazarlama, iklim değişikliği ve doğal afetler gibi, çok sayıda riskle karşı karşıya kalıyor. Tüm bunlara karşı onlara yardımcı olmak, hazırlıklı bulunmalarını sağlamak ve ortaya çıkacak muhtemel zararları da azaltmak gerekiyor. İşte bu noktada, 80 yıla ulaşan geçmişiyle, Birleşmiş Milletlerin uzmanlık kuruluşu haline gelen ve özellikle gelişen ülkelerde tarımı geliştirme projelerine aracılık edip, yardımcı olan FAO’yla, böyle bir projede birlikte çalışmaktan, büyük memnuniyet duyuyoruz. FAO’nun bilgi ve tecrübe paylaşımının, çok değerli ve faydalı olduğunu görüyoruz” dedi.

    “Tarım ve hayvancılığı ihmal edemeyiz”

    Projeye 2022 yılı başında başladıklarını belirten Hisarcıklıoğlu şu bilgileri verdi: “6 İl’de; Ankara, Edirne, Eskişehir, İzmir, Konya ve Şanlıurfa’da, bine yakın üreticimizle sahada görüşme gerçekleştirdik. Sıkıntılarını, görüş ve taleplerini aldık. Tüm bu çalışmalardan elde edilen bulguları, Tarım Bakanlığımızın, akademisyenlerimizin ve sektörel uzmanların katılımıyla, 2 hafta önce Eskişehir’de düzenlendiğimiz çalıştayda değerlendirdik. Toplantımızın 2. etabında da bunları konuşacağız. Tarım Bakanımız da, ekibiyle birlikte bugün aramızda ve toplantımızı şereflendirdi. Prof. Dr. Vahit Kirişçi Bakanımız, istişareyi öne çıkaran çalışma tarzıyla, sektörümüzle gayet yapıcı bir diyalog kurdu. Kendisi zaten meclis komisyon başkanlığında da üreticimize ve özel sektörümüze destek verdi. Bu güzel vizyonu için kendisine teşekkür ediyoruz. Önce pandemi, sonrasında Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte, bu sektörlerin, stratejik alanlar haline geldiğini görüyoruz. Ülkemizin de güçlü bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyoruz. Tarımsal hasılada Avrupa'da ilk sıradayız, dünyadaysa 10.yuz. Buradan elde ettiğimiz 25 milyar dolar ihracat sayesinde, net döviz geliri kazanmakta ve dış ticaret fazlası vermekteyiz. Öte yandan tarım ve hayvancılığı, geleceğimiz açısından da asla ihmal etmememiz gereken bir sektör olarak görmekteyiz. Çünkü dünya nüfusu her yıl artıyor.

    Her yıl bir Türkiye kadar nüfus dünyaya dâhil oluyor. Dünyada orta sınıf devamlı büyüyor. Orta sınıf, daha çok tüketiyor, daha çok harcıyor. Her yıl orta sınıfa neredeyse 2 Türkiye ekleniyor. Yanı başımızda, çevre coğrafyamızda 2 milyar kişi yaşıyor. 500 milyar dolar gıda, tarım ve hayvancılık ürünü ithal ediyor. Demek ki elimizin altında müthiş bir imkân var. Tüm bu coğrafyayı biz doyurabiliriz. Böylece hem para, hem de stratejik güç kazanırız. Zira dünyayı doyuran kimse, dünyanın lider ülkesi de odur. İşte bu nedenlerle tarımı ihmal edemeyiz.”

    Tarım alanında yapılanlar

    Sektörü, zamanın ruhuna ve günün şartlarına uygun şekilde, nasıl dönüştürülmesi gerektiği konusunda planlamak gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu “Zira tarım ve hayvancılıkta potansiyelimizin gerisinde kaldığımızın da farkındayız. Son dönemde bu piyasayı geliştiren, önemli adımlar da attık. Önce lisanslı depo sisteminin hayata geçmesini sağladık. TMO ile birlikte, Lidaş lisanslı depo şirketini kurduk. Arkasından özel sektörümüz de bu alanda yatırımlara başladı.

    Ülke genelinde lisanslı depo sayısı 300’e, depo kapasitesi 9 milyon tona ulaştı. Buraya konan ürün karşılığında alınan elektronik ürünü senedi (ELÜS) finansmana erişimde teminat oldu. Devletimiz de, yatırım, kira, lojistik ve analiz destekleriyle lisanslı depoculuğun gelişmesine büyük katkı verdi. Lisanslı depoların ardından, 50 yıllık rüyamızı, emtia borsasını, yani Ürün İhtisas Borsası’nın kuruluşunu gerçekleştirdik. Ticaret Borsalarımız da, güzel bir vizyon sergileyerek, hem TMO-Lidaş’ın kurucu ortağı oldular, hem de Anadolu’da pek çok lisanslı deponun açılmasını sağladılar. Ayrıca bugün Türkiye’de 25 tane olan, Yetkili Sınıflandırıcı Laboratuvardan büyük kısmını da, Borsalarımız faaliyete geçirdi. Özetle söylemek gerekirse, biz tarım ve hayvancılık sektörünün önemini ve buradaki potansiyelimizi görüyoruz” diye konuştu.

    Türkiye’nin dünyada çok az ülkede bulunan 3 stratejik üstünlüğe birden sahip olduğunu ifade eden TOBB Başkanı şunları söyledi: “Birinci, farklı iklim ve üretim yapısına sahibiz. İkincisi, üreten ve ürettiğini ihraç edebilen girişimci bir milletiz. Üçüncüsü, hammadde ithal edip işleyerek, katma değeri ülkede kalacak şekilde ihracat yapabilen, böyle gelişmiş bir gıda sanayi kurmuş bir ülkeyiz. Öte yandan tarım ve hayvancılıkta üretim süreci uzundur. Dolayısıyla nakit dönüşü zaman almakta, finans ihtiyacı ve mali riski artmaktadır. Üretim esnasında kontrol edilemeyen çok sayıda risk ve belirsizlik bulunmaktadır. Bu da gelirde süreklilik riskine yol açmaktadır. Ürünlerin arzı kısa dönemli, talebi ise uzun dönemlidir. Masraf yapmaya başlanılan süreyle, nakit dönüşü arasındaki süreyi idare edecek, finansal mekanizmalara ihtiyaç duyulmaktadır. İşte bu ve benzeri riskler, sahada yaşanan sıkıntılar ve çözüm önerileri, çalışmamızda ortaya konmaktadır. Esasında, risklere karşı atılacak adımlar konusunda, önemli tecrübemiz de bulunmaktadır. Zorunlu deprem sigortası DASK ve tarım sigortaları alanında dünyanın en başarılı havuz modellerinden birisi kabul edilen TARSİM, neleri başarabileceğimizin güzel örnekleridir. İnanıyorum ki, Tarım Bakanımızın liderliğinde ve Bakanlığımızın da destekleriyle, üreticilerimizi riskler konusunda daha bilgili ve tedbirli hale getireceğiz.”





Galeri

İstek, öneri, memnuniyet ve şikayetlerinizi belirtiniz.
Sektörel Sorun ve Çözüm Önerileri



Dijital Tarım Pazarı'na (DİTAP) nasıl üye olunur?